Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tılsımlı Deri

Honore de Balzac

Tılsımlı Deri Gönderileri

Tılsımlı Deri kitaplarını, Tılsımlı Deri sözleri ve alıntılarını, Tılsımlı Deri yazarlarını, Tılsımlı Deri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Tüm hayatını nefret ettiğin birine adamak, sonunda seni terk edip giden çocuklar yetiştirmek, yüreğinizi parçaladıklarında, onlara, 'Teşekkürler!' demek; işte kadınlardan beklediğiniz erdemler bunlar; dahası özverisini mükafatlandırmak, onu daha fazla kullanabilmek için ona daha büyük acılar çektiriyorsunuz, karşı koyarsa, onu tehdit ediyorsunuz. Mümkün olduğunca özgür yaşamak ve hoşlandığın kişiyi sevmek ve genç ölmek, işte benim için mutlu bir yaşamın anlamı bu!"
Sayfa 70 - İş Bankası Yayınları, IX. BasımKitabı okuyor
“İnsan zayıf olduğunu kendine açıkça söyledi mi güçlü demektir.”
Reklam
Yüzyılımız sefahat âleminde yitip gitmiş yaşlı bir sultanı andırıyor!
Sayfa 55 - İş Bankası Yayınları, IX. BasımKitabı okuyor
"...ne derseniz deyin, özgürlük anarşiye, anarşi despotluğa ve despotluk da yeniden özgürlüğe yol açıyor. Milyonlarca insan bu sistemlerin başarıya ulaştığını göremeden öldü. Manevi âlem her zaman kısır bir döngü içinde dolanıp durmayacak mı? İnsanoğlu mükemmelleştiğini sanırken, sorunların yerlerini değiştirmekten başka bir şey yapmıyor."
Sayfa 52 - İş Bankası Yayınları, IX. BasımKitabı okuyor
"Uygarlık konusundaki bakış açımızı özetleyelim," diyordu bir bilim adamı, bir heykeltıraşın eğitimi konusuyla ilgili tartışmayı insanlığın ilk günlerine ve ilkel toplumlara kadar götürerek. "Ulusların oluşumunda kaba kuvvet önemli bir rol oynadı; ardından toplulukların gelişimiyle, yönetici sınıflar ellerinden geldiğince bu ilkel gücü parçalamaya giriştiler. İlkçağda iktidar din adamlarının elindeydi, rahibin bir elinde buhurdanlık, bir elinde kılıç vardı. Daha sonraları güç ruhban sınıfı ve kral arasında paylaşıldı. Günümüzde uygarlığın son aşamasına ulaşan toplumumuz gücü sanayi, düşünce, para ve sözcükler arasında bölüştürdü. Tek bir elde toplanmayan iktidar hiç durmadan, önünde çıkar dışında bir engel bulunmayan toplumsal çözülmeye doğru ilerliyor.
Sayfa 55 - İş Bankası Yayınları, IX. BasımKitabı okuyor
… Euphrasie: -Ya! Bilmiyorum demek ha? dedi. Tiksindiğiniz birine bir ömür boyu bağlanmak, sizi bırakıp gidecek çocuklar yetiştirmek, yüreğinizi yaraladıkları vakit Sağol! demek… İşte sizin kadından beklediğiniz namusluluk! Ya da, yaptığı fedakârlıklara karşı, ona acılar verirsiniz, bir yandan da onu baştan çıkarmaya çalışırsınız; direnirse, başını belaya sokacak oyunlar oynarsınız. Ne güzel bir hayat, doğrusu! Özgür kalalım da, hoşumuza gideni sevelim de genç yaşta ölelim, daha iyi.
Reklam
İnsanın en zor katlandığı duygu acımadır, hele hak edince. Hınç kuvvet ilacıdır, yaşatır, öç alma isteği verir. Acıma ise öldürür, güçsüzlüğümüzü daha da güçsüz kılar. Sinsileşmiş kötülüktür bu; sevgi içinde küçük görme, küçük görme içinde sevgi.
"Arazisinin sınırlarını çizen ilk insan hiç kuşku yok ki, güçsüz bir adamdı, çünkü toplumlar zayıf insanların sömürülmesiyle yükselir. Manevi âlemin iki zıt ucunda yer alan vahşiler ve bilge insanlar mülk sahibi olmaktan aynı şekilde tiksinirler."
Sayfa 52 - İş Bankası Yayınları, IX. BasımKitabı okuyor
"Size göre adalet hırsızlıktan daha tehlikeli.."
Sayfa 51 - İş Bankası Yayınları, IX. BasımKitabı okuyor
…İki türlü yoksulluk vardır, hanımefendi: Biri hiç çekinmeden sokaklarda paçavralar içinde dolaşır; bilmeden, Diogenes’i yeniden yaşatır; pek az şeyle beslenir, hayatı yalın bir biçime döker; zenginlikten belki daha da mutludur, değilse bile kaygısızdır, hayatı güçlülerin artık istemeyip bıraktıkları yerden alır. İkincisi, varlıkların yoksulluğudur, kibar yoksulluğu; dilenciliği bir unvan altında gizler; bu beyaz yelekli, sarı eldivenli, kendini beğenmiş, şatafatlı yoksulluğun arabaları vardır, meteliği olmadığı için bir servet kaybeder.
Reklam
Dünya dillerinin hiçbiri, renklerle, mermerle, sözlerle, seslerle belirtilmiş hiçbir düşünce ruhtaki duygunun heyecanını, gerçeğini, bütünlüğünü, içtenliğini anlatamaz!
… -Ne ürkütücü! Demek siz hiç acımadan dostlarınızı öldürürsünüz bir şey uğruna… + E, beyefendi, pişmanlık duyan adam tam bir suçludur, çünkü dürüstlüğün ne olduğunu ne de olsa biliyor demektir.
“ Ah! sevgili dostlarım, ilk günahlarımızı işlemekten onca keyif almamızın nedeni, onları pişmanlığın tatlı sertliğiyle güzelleştirecek bir vicdanımızın olmasıydı.”
“ Yaşamla ölüm arasında son bir kuruşu kalmış bir adamın kumarhaneye gitmesini anlayışla karşılarım.”
Her intihar melankolinin yüceleştirdiği bir şiirden ibarettir..
Sayfa 11 - İş Bankası Yayınları, IX. BasımKitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.