“…insan, içindeki özlem onu nereye çekiyorsa oraya gitmeli.
Bu niyetle yola çıkmışsa, omuzlarındaki yükleri,
yeryüzünün bütün nimetlerini elinin tersiyle silip atabilmeli.”
Diğer çocukların gözünde cennet nasıl canlanırsa,
benim gözlerimde de yüzük hep öyle canlanırdı.
En az onun kadar önemli, onun gibi tatlı ümitlerle dolu...
O kadar ki, yüzüğün birçok ülkenin toprakları üzerinde
haklar sağladığından, daha da önemlisi,
pek çok tılsımlı sırlarla ve güçlerle sahibesine ruhlar âleminin
kapılarını açtığından haberim olmadığı halde, uyurken de,
uyanıkken de, gördüğüm bütün düşler o yüzük etrafında dönerdi.
İşitilecek ya da telaffuz edilecek doğru bir sözle,bir fikrin asla yıkamayacağı, çok daha farklı, olağanüstü güzellikler yaratılır.
Söz, atılabilecek en güçlü oktur.
İnsan nesli, Anka kuşuyla aynı yapıya sahiptir. Eğer ölümsüz olmak, genç ve ebediyen güçlü kalmak istiyorsa zaman zaman yanıp kül olmalıdır ki küllerinden yeniden doğsun.
"(...)insan, içindeki özlem onu nereye çekiyorsa oraya gitmeli. Bu niyetle yola çıkmışsa ,omuzlarındaki yükleri, yeryüzünün bütün nimetlerini elinin tersiyle silip atabilmeli."