Timur 1386-1388 yılları arasında çıktığı üç yılık seferinde Sürmeli ve Kars Kalelerini alarak tahrip etti. Daha sonra da, Nahcivan ve Kars yöresinde fetihlerde bulunarak Tiflis'e geldi. Yanındaki beyler ve devlet adamlarına hitaben, "Bu bana acayip geliyor. Eski padişah ve meliklerin ellerinde bu kadar güç ve kudret olduğu halde Müslüman olmayan Gürcülere memleketin ortasında, saltanat iddiasında bulunacak kadar kudret vermişler. O halde Müslümanlık ve dindarlık nerede kaldı? Puta tapanlar bile bu putlar kendilerine yardım edemeyeceği halde, kendi dinlerinin aleyhinde bulunanları yok etmek için çalışırlar. Müslümanlar, Allah'ın kendilerine yardım edeceğine dair vaadine rağmen, bu kâfirleri neden hükümdarlıkta bıraktılar? Onlardan sağlanan küçük bir menfaat için neden böyle bir hareket te bulundular? Şimdi hükümdarlık bize geçmiştir. İslam dünyasını onların kötülüklerinden kurtarmak için bu işi bizin yapmamız gerekir." diyerek Gürcüler üzerine yürüyen Timur, Tiflis Kalesi ve civarını kuşatma altına aldı.
Timur'un ordusu sefere çıktığında, sanki vahşi hayvanlar yeryüzüne salınmış, gökteki yıldızlar yere yağmış, dağlar ayaklanmış, kubbeler devrilmiş ve saldırıya geçtiğinde, yer yerinden oynamış gibi olurdu."
Timur, yaralı olarak bir gün duvara dayanmış üzüntü içerisinde oturuyordu. Eli ve ayağı tutmaz olduğundan, bundan böyle en iyisi her şeyden elimi-eteğimi çekip bir köşeye çekileyim diye düşünüyordu. O sırada zayıf bir karınca duvara tırmanmaya başladı. Fakat biraz sonra düştü. Karınca birkaç defa düştükten sonra, nihayet duvara tırmanmayı başardı. Timur, karıncanın durumunu kendi durumuna benzeterek, yeniden faaliyete geçmek ve büyük bir devlet kurmak ümidi ile faaliyete geçti.