Raflar sözlük, etimoloji ve filoloji çalışmaları, en çok Eski ve Orta İngilizce ile Eski Norsça olmak kaydıyla birçok dilde yayınlanmış metin nüshaları ile dolu; fakat sadece Yüzüklerin Efendisi'nin Lehçe, Felemenkçe, Danimarkaca, İsveçce, Japonca çevirelerine ayrılmış bir bölüm de var; ayrıca yaratmış olduğu "Orta Dünya" ya ait harita da pencere pervazına iğnelenmiş. Yerde içi mektup dolu, çok eski, iki bölmeli bir bavul var; masasında ise hokkalar, kalem uçları, kalem sapları ve iki daktilo bulunmakta. Oda kitap ve tütün kokuyor.
Sayfa 4 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Ve birkaç ay sonra, Ronald yürümeye başladığında ayağı bir tarantulaya takılmıştı. Tarantula onu ısırdı; Ronald sonunda ebe onu kaptığı gibi kaldırıp zehri emineeye kadar bahçede dehşet içinde koşturmaya başlamıştı. Büyüdüğü zaman o sıcak günü ve korku içinde uzun, ölü otlar arasında koşturduğunu hatıriayabiliyordu fakat tarantulanın kendisini unutmuştu; bu olay nedeniyle örümceklerden soğumadığını anlatmıştır. Yine de öykülerinde birden çok yerde zehirli ısırıkiarı olan devasa örümcekler geçer.
Oğlanın ilk yılında Arthur Tolkien küçük bir selvi, köknar ve sedirden küçük bir koru yapmıştı. Belki de bu Ronald'ın derin ağaç sevgisinin gelişimine bir katkı sağlamıştı.
Yüzüklerin Efendisi'nin nasıl yaratıldığını izah ederken kendisi bu süreci şöyle izah ediyor:
Kimse öyle bir hikayeyi daha gözlenmemiş bir ağacın yapraklarından derleyip veya botanik bilgisiyle veya toprak bilimiyle yazmaz; bu aklın yapraklarından oluşan gübreli toprağın arasında, karanlıkta gelişen bir tohum gibi büyür: çok önceleri unutulup gitmiş, derinlere doğru inmekte olan, daha önce görülmüş veya düşünülmüş veya okunmuş şeylerden çıkar. Bahçıvanın epey bir seçim yapması gerektiğine kuşku yok: İnsanın şahsi gübre yığınına neler kattığı önemlidir; benim çürümüş yapraklardan oluşan gübre yığınım daha ziyade linguistik malzemeden oluşuyordu.
Sayfa 137 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Tolkien'in eski öğrencilerinden yazar J. Stewart'ın belirtmiş olduğu gibi: "Sınıfı, kendisi şölenin ozanı olan Tolkien 'i dinleyen misafirler olduğumuz bir ortaçağ salonuna döndürürdü."
Bu derslere katılmış bir başkası, W.H. Auden de yıllar sonra Tolkien'e şöyle yazmıştır: "Size, bir lisans öğrencisi olarak Beowulf'u okumanızın benim için ne kadar unutulmaz bir deneyim olduğunu söylemiş olduğumu zannetmiyorum. Sesiniz Gandalf'ın sesiydi."
Sayfa 145 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Certainly it seemed worth trying: if he had been interested in music he would very likely have wanted to compose melodies, so why should he not make up a personal system of words that would be as it were a private symphony?