Şu acayip dünyada, insan önce doğaya boyun eğdirdi, sonra altında üstünde ne varsa sahiplendi. Gün geldi, yetmez oldu, altı da, üstü de dünyanın insan so yuna. Yetebilecekken yetmedi. Batısındaki bir insanın tükettiğini, doğusunda dört insan zor tüketirken, yine de doğuya dikti gözünü. Altınını aldı, elmasını, bahara tını ... Sonra büyük bir icatta bulundu. Sanayileşiverdi bir anda. Bir siyah sıvıyla döndü sanayinin çarkı. Sanır sınız ki, kim sahipse ülkesinin toprakları dibindeki, al tına, elmasa, petrol adını verdikleri o yapış yapış bela ya, zengin olacaktır, insanı mutlu, sağlıklı ve tok.