Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Toplumsal Cinsiyetçiliğin İdeolojik Varyantları

Ramazan Aras

Toplumsal Cinsiyetçiliğin İdeolojik Varyantları Gönderileri

Toplumsal Cinsiyetçiliğin İdeolojik Varyantları kitaplarını, Toplumsal Cinsiyetçiliğin İdeolojik Varyantları sözleri ve alıntılarını, Toplumsal Cinsiyetçiliğin İdeolojik Varyantları yazarlarını, Toplumsal Cinsiyetçiliğin İdeolojik Varyantları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Kadın doğulmaz , kadın olunur ."
"Biyolojik olarak sahip olduğumuz cinsel farklılığımızın sosyal , siyasal , askeri veya kültürel açıdan etkin ya da edilgenliğimize neden olduğuna dair bilimsel bir izah yoktur . İnsan (erkek ya da kadın ) yaşadığı çevrenin ve şartların bir ürünü olarak gelişir. - şekillenir . Ama kadın farklılaştırıldığı için farklıdır. Edilgenliği biyolojik bir olgu değildir dişi olmak gibi biyolojik bir durumu , kadın olmak gibi sosyal bir duruma dönüştüren ve edilgen olmayı öğreten toplumdur ."
Ya insan ırkının hiçbir üyesinin hiçbir hakkı yoktur, ya da hepsi aynı haklara sahiptirler; dini, rengi ya da cinsiyeti ne olursa olsun, bir başkasının haklarına karşı oy kullanan kişi böylelikle kendi haklarını tehlikeye atar.
Sayfa 219
Reklam
Kadına giyotine gitme hakkı tanınıyor, öyleyse kürsüye çıkma hakkı da olmalıdır.
Sayfa 204
Geriletilen kadın, geriletilen ve güçten düşürülen toplumdur.
Sayfa 130
Kadınlar iyi ki varlar..
Paylaşmayı yalnızca olaylara bağlı ya da marjinal bir özellik değil, kutsanmış bir topluluk ilkesi haline getiren kadındır.
Sayfa 105
Toplumsal cinsiyete ilişkin düşünceler, tarihi evrelerin ard arda sıralanışı olmaktan çok uzaktır.
Sayfa 80
Reklam
Mevcut ilişkinin iç içe geçmiş hali ne kadar karmaşık olduğunu gösterirse göstersin, bizi "kadın; erkek kölenin kölesidir" tespitinin tersi olarak "erkek; kadın kölenin kölesidir" çıkarmasına rahatlıkla ulaştırmaktadır.
Sayfa 41
Çoğu zaman yalanın yalan olduğunu bilmek için doğruyu bilmek gerekmeyebilir. Yalandan şüphe duymak da insanı doğrunun ne olduğu bilgisine ulaştırabilir.
Toplumsal yaşamı, sunduğu hâkimiyet ideolojileriyle (mitoloji, din, felsefe ve bilim) düzenleyen, ağırlıklı olarak toplumsal erkeklik olgusudur. Kendi doğasına yabancılaşarak toplumsal doğaya da sunduğu hâkimiyet ideolojileriyle aynı yabancılaşmayı yaşatma gayretkeşliğini gösteren bu olgu, egemen zihniyet haline gelerek, toplumsal dokuya bulaştırdığı iktidar virüsüyle yaşamı ilmek ilmek örmüştür. İktidar kurumlaşması olan devletin topluma, insanın doğaya ve insanlar arası ilişkilerde de erkeğin kadına karşı hakimiyet ve sınırsız tahakküm "hakkı"nın olduğu, olgulaşmış bir algı olarak bu çarpık örülüşün sonucudur...
21 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.