Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Toprak Mehmet'e Susamışsa

Abdullah Ağar

Toprak Mehmet'e Susamışsa Gönderileri

Toprak Mehmet'e Susamışsa kitaplarını, Toprak Mehmet'e Susamışsa sözleri ve alıntılarını, Toprak Mehmet'e Susamışsa yazarlarını, Toprak Mehmet'e Susamışsa yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
240 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
"Yaşam ne kadar güzel olsa da, ölüm yaşamdan daha güzeldir... Layıkıyla öldükten sonra..." Bu uğurda bir ömür geçirmiş emekli bir Özel Kuvvetler Subayı'nın anıları... Yaşanan olayların ürperticiliği iyi bir edebiyatla buluşmuş...
Toprak Mehmet'e Susamışsa
Toprak Mehmet'e SusamışsaAbdullah Ağar · Kitaptürk · 201535 okunma
Siirt'te helikopter düştüğünde şehit olan yüzbaşının arabasını çekiciye yükleyip Kırklareli Babaeski'ye göndermiştik. Arabayı çekiciden indirip evin önüne bırakıyorlar. Şehit yüzbaşının çocukları arabayı görünce bir sevinme bir sevinme: "Anneee! Babam geldi anne!" Oysa gelen yoktur. Ve o çocuklar,bir gelenin olmadığına inanmayacaklar,günlerce babalarının o arabadan ineceğini umacaklar,annelerini hesaba çekeceklerdi.
Reklam
"Kendi çıkarlarını başkalarının hayatlarından üstün görenler için hainlik sıradandır."
Elif'im Bilir misin, Ben Şimdi Ne Yapıyorum? Düğün Dağı'na çıkıyorum Elif'im. Düğünümüzün dağına çıkıyorum. Abdullah Üsteğmen çok çıkmış bu dağa. İyi biliyor orasını. Peki,yola çıkarken, ne dedi bilir misin bize? "Sizi Düğün Dağı'nın Gelinleri yapacağım..." dedi. Bir de: "Merak etmeyin,ölürseniz şehitsiniz,kalırsanız gazi."
"Şu toprağa akan kanını görüyor musun?" dedim. "Bu sana,millete,vatana,geleceğe,bize can veriyor. İyi bak! Gazi kanı bu. Hem de senin kanın."
Reklam
Kendi aralarında konuşuyorlardı. Konuştukları havadan sudan şeyler gibi gözüküyordu. Ama kesinlikle havadan sudan şeyler değildi. Ölüme doğru çıkılan bir yolculukta,konuşulanların hepsi,yüreklerdeki ağırlığı azaltmak için yapılırdı. Rahatlamak için,gülmek için. Biz bu oyuna,güle oynaya gitmek isterdik. Güle oynaya ölümle tanışmayı. Kimi zaman da bir sessizlik kaplardı içimizi. Düşünür dururduk,kukumav kuşu gibi.
Yüreğimin gücü,çatışma yükünü taşımaya yetecek miydi? Başımın üstünden mermi geçtiğinde,acaba nasıl davranacaktım? Savaşacak mıydım,yoksa korkacak mıydım;bilmiyordum,bilemiyordum. Ruhumda korkularım mı,yoksa cesaretim mi egemen olacaktı? Peki,cesaretin bittiği zaman devreye ne girecekti? Boş muydu cesaretimin altı? Vatana,bayrağa veya namusa ilişkin söylevi dile getirmek kolaydı. Ancak bunu yaşamak,yaşamakla kalmayıp başarıya taşımak öyle lafla olacak iş değildi.
Bir evladın şehadeti nasıl söylenirdi ki ? Sonra sadece " Başımız sağ olsun..." diyebildim.
58 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.