Naif, çocuksu saflık demek. Bu kitabı naif olarak tanımlamak istiyorum. Kıskançlığın, sevginin -memnu ve müphem-, yaşananların ve yaşanmayanların/yaşanamayanların bulanık "kavruk" bir anlatısı. Ölümü kovalayış, ölümün peşine takılış ve nihaî bir çözüm olarak ölüme sarılış. Fakat bu ölüm yok-oluşu barındıran bir ölüm değildir, aksine bir "dönüş" ve "doğuş" olarak ölüm, naif bir ölüm. Cinsiyetsiz aşk, tutkulu dostluk, takıntılı ebeveynlik, ölçüsüz kıskançlık ve bu dramatik konuları en çocuksu, en bakir haliyle işleyebilen bir yazar: Bilge Karasu. Yazılacak çok şey var nihayetinde, ama en güzeli okumak. Yazarın da dediği gibi: "yalnızlığı oyalamak yakışık almaz ama yarını da düşünmeli"