Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tunceli Kanunu (1935) ve Dersim Jenosidi

İsmail Beşikçi

Sayfa Sayısına Göre Tunceli Kanunu (1935) ve Dersim Jenosidi Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Tunceli Kanunu (1935) ve Dersim Jenosidi sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Tunceli Kanunu (1935) ve Dersim Jenosidi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Evet orada muharebe yoktur, top sesleri işitilmiyor. Fakat hükümeti tanımayan, yalnız aşiret reislerini tanıyan bir zümre vardır. Medeni bir memlekette en büyük kuvvet hükümettir, devlettir. Bunun yerine en büyük kuvvet olarak aşiret reisini veya bir ağayı tanımak ne demektir. Bu hukuki manada; anormal bir vaziyettir.
Sayfa 16
vay isyanı da akladık :d
Tunceli'nin İdaresi Hakkında Kanun'un hazırlandığı, görüşüldüğü ve kabul edildiği yıl 1935 yılıdır. Dersim isyanının çıkışı ise 1937'dir. İsyanın çıkışı hükümetin düşündüğü ve uyguladığı olağanüstü yasalara karşı bir tepki olarak değerlendirilebilir. Hükümetin bazı durumları gerçekleştirmek (Kürdistan'ın her tarafını tam anlamıyla sömürgeleştirebilmek) için bazı kışkırtmalar içinde bulunduğu da ifade edilebilir.
Sayfa 20
Reklam
Dersim Cumhuriyet Hükümeti için bir çıbandır. Bu çıban üzerinde kesin bir ameliye yapmak ve elim ihtimalleri önlemek, memleket selameti bakımından mutlaka lazımdır.
Sayfa 25
avam halk, reis, şeyh bey ve ağanın esir ve oyuncağı gibidir.
Sayfa 26 - yazar bazı kendince "hımm bundan bir şey çıkarırım" dediği yerleri kalın halde aktarmış ama bu kısım önemsiz olduğundan galiba olduğu gibi bırakmış lol
"... Tunceli Kanunu uygulanmasında Dersim'e hakim olmak esası dikkate alındığı için Kahmut, Şin, Karaoğlan, Amutka, Danzik, Hayderan gibi bucak merkezlerinde karakol tesisi ve binalarının inşasına başlandı... Buna karşı şiddetli tepkiler geldi." (s. 377)
Sayfa 26 - Türkiye Cumhuriyetinde Ayaklanmalar (1924-38)
Amaç Kürt ulus özelliklerinin, "Kürtlük eğilimlerinin" yok edilmesidir. Buna rağmen ulusal bir hareket olan Şeyh Sait direnmesi için "irtica" denmektedir. Ağalardan, şeyhlerden, seyitlerden söz edilerek ırkçı ve sömürgeci esas amaç gizlenmeye çalışılmaktadır.
Sayfa 26 - esas amacı her zaman sezen üst akıllar, harikalar :d şeyh sait savunan aydın mı olur, yazık
Reklam
Kendi kişiliğine, onuruna, Kürt ulusunun onuruna sahip çıkanlar, Türk sömürge yönetimi tarafından "haydut", "eşkiya" diye nitelendirilmektedir. Kürtlerin malını mülkünü, hayvanlarını, ekinlerini gasbeden, talan eden, sömürge yönetiminin eylemleri ise, köyleri yakıp yıkma eylemleri ise, "Doğuda huzuru, asayişi" sağlamak olarak adlandırılmaktadır.
Sayfa 27 - Bu onura sahip çıkanlar toprak ve aşiret ağaları bu arada :d üstelik bu köylerin yakılıp yıkılmasının kanıtı nerede? kürtlerin de malı mülkü yok? benim bildiğim - her şey köy ağalarına ait?
Hükümet Kürtlerin kendi ulusal varlıklarını korumak için giriştiği eylemlere irtica adını vermektedir. Bunun için sözü edilen kanunun birinci maddesinde bu tür propaganda ve neşriyat yasaklanmakta, ikinci maddesinde ise, bunların davalarının İstiklal Mahkemelerinde görüleceği belirtilmektedir.
Sayfa 28 - kendi ulusal varlıklarını korumak demeyelim de bir takım devletlerin gaza getirmesiyle diyelim :d
Kürt ulusunun devlet kurma hakkı gasbediliyordu. İşte milli mesele bu noktadan kaynaklanıyordu. Demekki Kürt ulusunun devlet kurma hakkı zamanın en güçlü iki emperyalist devleti ve onların Ortadoğu bölgesindeki yerli işbirlikçileri Kemalistler ve Şehinşah Rıza Şah yönetimi tarafından gasbediliyordu.
Sayfa 28 - hahahaha - emperyalistlerin ortadoğu bölgesindeki yerli işbirlikçileri-
26 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.