Türk Aynştaynı: Oktay Sinanoğlu

Emine Çaykara

Türk Aynştaynı: Oktay Sinanoğlu Gönderileri

Türk Aynştaynı: Oktay Sinanoğlu kitaplarını, Türk Aynştaynı: Oktay Sinanoğlu sözleri ve alıntılarını, Türk Aynştaynı: Oktay Sinanoğlu yazarlarını, Türk Aynştaynı: Oktay Sinanoğlu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Atatürk yabancı dil öğrenmeye özenenlere "öyle öğrenilmez, böyle öğrenilir" diyerek bizim okulu, Türk Eğitim Derneğini kuruyor. Hatta meclisin ilk milletvekillerini bağış yapsınlar diye üye yapıyor. Bizim okulun tarihini anlatsan broşürler var. O derneğe bizim okulu, Yeni Şehir Lisesi'ni kurduruyor. Sistem şu: Bütün öbür liselerdeki gibi tamamen Türkçe ile eğitim ama öbürlerinde yabancı dil haftada üç saatse, bizimkinde on saat. Onlar üçte çıkıyor, biz dört buçukta çıkıyoruz, son iki saat yabancı dil dersi. Okulda Atatürk'ün sözlerini okuyoruz "yabancı dili Türk harsı, kültürü içinde öğrenmek" diye...
Sayfa 43
Şimdi bakıyorum da üniversitelerdeki eğitim o hale gelmiş ki, son sınıftaki öğrencilerin çoğu o basit hesabı yapamaz durumdalar. Gençlere yazık oluyor. Bizim sınıfta belki herkes yapardı. Şimdikiler bizim ortaokulda bildiğimizi bilmiyor. Benim özel marifetim değil, bizim eğitim o devirde çok üstündü.
Sayfa 30
Reklam
Dünyadaki pek çok bilimci bir tekniği biliyordur ve bunu kullanarak bir şey yapar. Ben de, burada, genç bilimcilere konuşma yaparken derim ki: İki türlü araştırma yapmak var. Birinde adamın elinde kerpeten vardır, duvarlara bakar; acaba sökecek çivi var mı diye. Mesela ben öyle yapmam şahsen. Tabiatta olaylar dizisine, karışık işlere merak sararım. "Bu niye böyle oluyor? Başka olaylarla bağıntısı nedir?" diye darmadağın şeyleri toparlamağa çalışırım. Bunun için ne yapmak gerekiyor? Nicem mekaniği mi, sayıtım mı, ısıldevinge mi, hepsi mi, neyse tamam. Sorun bana tabiattan geliyor, ben onu çözmek için ona göre aletleri buluyorum. Takım kutusuna, o iş için ne gerekiyorsa o aletleri koymalı (sırf kerpetenle olur mu?).
Sayfa 186Kitabı okudu
Önemli olan, bir şeyleri sorgulayabilmektir. Yani matematikte olsun, temel bilimlerde olsun, ve hatta hayattaki her etkinlikte, önemli, can alıcı soruları sorabiliyorsan, işin yarısını halletmişsin demektir. Ondan sonra da bol bol terleyeceksin. Edward Teller aklıma geldi: "Hidrojen bombasının babası", Macar asıllı bu fizikçi derdi ki: "Bilim yüzde 1 ilham yüzde 99 terlemektir." Şimdi zaten ilham gelinceye kadar çok çalışmak lazım ki, konu elinde hamur haline gelsin, o konular beyninin bir parçası olsun. Sonra, neredeyse bir çeşit "Enel Hak" gibi bir seviyeye geldiğin zaman, farkında olmadan bir sürü ilham geliyor. Önünde yollar açılıyor, yaptıkça yapıyorsun. Yapınca kendine güvenin geliyor. Dolayısıyla bu sorgulama, yani doktoranın en büyük faydası, insanlarda kendine güveni geliştirmesi. Türkiye'nin en birinci sorunu tepeden tırnağa aşağılık duygusuyla kıvranmasıdır. En kötü hastalıktır bu, tedavisi de en zordur. Aşağılık duygusundan nasıl kurtulursun? "Biz tarihte şöyleydik, böyleydik", hamasi sözlerle olmaz. Bir şeyler yaptıkça, sorguladıkça, sonuca ulaştıkça atılır bu duygu.
Sayfa 126Kitabı okudu
Araştırma yönlerimi, hedeflerimi tayin etmişim, gece gündüz yükleniyorum o konuya. Ve yüklenirken de profesörlüğe terfi edeceğim, maaşım artacak, yok meşhur olacağım, katiyen böyle bir düşüncem yok. Zaten böyle bir düşüncen olursa bir şey yaratamazsın. Hindu felsefesinin temel kitaplarından Bhagavad Gita'dan bir cümle kafamda yer etmişti: "Bir iş yaparken, kendini yaptığın işin meyvelerinden soyutla." Kendini o iş için kaybedeceksin. Ummana dalacaksın. Onunla bir olacaksın; gece, gündüz bunu teneffüs edeceksin ve o zaman dünyadan haberin olmuyor. O zaman bir şey yaratabilirsin.
Sayfa 113Kitabı okudu
Reklam
Bir taraftan annem, tanıdıklar "baban gibi hariciyeci ol" diyor. Kimi doktor ol, diyor. Herkes bir şey söylüyor ama ben yirmi senelik planımı yapmışım zaten. Bizim yirmi senelik plan on senede gerçekleşti, vay canına dedim, sonra bir plan daha yaptık.
...günah; bu ülkenin tarihi değerlerini ,yüce kimliğini, gençliğini , geleceğinin teminatı olması gereken "milli eğitimini" ,dilini, şimdi de vatan topraklarıni , yeraltı yerüstü zenginliklerini ,iki paralık Amerikalilara , İngilize içi geçmiş eski dilber Avrupa ya ve de onların yerli besinci kolu haysiyet fukaralarina pesken çekenlerin . ... Anlattıklarım bu büyük millete ,onun gençliğine ibret olsun, ona bir hizmet olsun diye . Bu millet 50 yıl içinde bölük pörçük edildi, özellikle bu eğitimsizlik sisteminden geçenler ,belki farkında olmadan yabancı güdümünde kendi değer yargılarına, binlerce yıllık Türk tarihi birikiminden gelen manevi değerlerine ,kendi halkına düşman kesildiler .bu durumun somut örneklerle anlattılmasi gerekiyor.
Sayfa 343Kitabı okudu
Bilimde , araştırmada işin yarısı can alıcı soruyu sormaktır .sordun mu ne yapar ne eder cevabını bulursun
Sayfa 238Kitabı okudu
Türkiye 'nin en birinci sorunu tepeden tırnağa aşağılık duygusuyla kıvranmasıdır.
Sayfa 126Kitabı okudu
449 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.