Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türk Dili Tarihi

Ahmet Caferoğlu

Türk Dili Tarihi Gönderileri

Türk Dili Tarihi kitaplarını, Türk Dili Tarihi sözleri ve alıntılarını, Türk Dili Tarihi yazarlarını, Türk Dili Tarihi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bulgar dil anıtlarının Romanya toponimisinde [yer isimlerinde] yerleştiği ileri sürülmektedir. Bulgarlar, Peçenekler ve Macarlar tarafından hangi adların verildiğiyse şimdilik kesin olarak bilinmemektedir. Fakat "Jula," "gyula," "giula" toponimleri [yer isimleri] tamamıyla Bulgarlara aittir.
Sayfa 141 - G. Moravcsik, Byzantino turcica, II, Die Sprachreste der Türkvölker in den byzantischen Quellen, Budapeşte 1943 s. 296-298; A. Decei, Toponymie türque de la Roumanie, Louvain 1951 (Toponomastik Kongresi Raporları), s. 367Kitabı okudu
Büyük Bulgaristan Türkleri hakkında X. yüzyıldan itibaren malumat vermeye başlayan Doğu kaynaklarıyla Rus vakanüvislerine bakılırsa, oldukça zeki, ticarete, ziraata ve sanata hevesli, savaştan çekinen, yağmacılıktan uzak, savaşmayı sırf ticaret menfaatlerine uygun bir yolla idare eden bir millet olmuşlardır. Bu suretle başta İbn Fadlan olmak üzere, Arap tarihçi ve coğrafyacıları Volga Bulgarlarını kuvvetli, oturak, tüccar ve medeniyeti yüksek bir millet olarak tavsif etmişlerdir [nitelemişlerdir]. Hatta İbn Fadlan Bulgar, Oğuz ve Hazar devlet teşkilatından bahsederken, bunların aşağı yukarı Tukiyu ve İskit devlet teşkilatına denk olduklarını söylemektedir. Kaşgarlı Mahmud'a göreyse Bulgar Türkleri, bugünkü güney Rus stepleriyle Bizans sınırına kadar uzanan sahayı tamamıyla kendi işgalleri altına almışlardır.
Sayfa 138 - A. F. Lihaçev, Bitovie pamyatniki Velikoy Bulgarii, Trudi vtorogo Arheo- logiçeskago s'yezda v Sanktpeterburge, 1876, s. 339 vd; Polnoe sobranie russkih letopisey, VII, s. 126. A. Validi, Die Reiseberichte İbn-Fadlans, Geistige Arbeit, Berlin, 1937Kitabı okudu
Reklam
Yunan kaynaklarında en eski Türkçe kelime olarak kaydedilen ve "sütle karıştırılıp içilen üsare" manasına gelen asghu kelimesi dışında, aynı kaynaklar MS 74'teki Çin-Hun muahedesinde [antlaşmasında] geçen bir Hun kelimesini zapt etmişlerdir. Bu da "kılınç" manasında olan kingli kelimesidir. Çin kaynaklarıysa aynı kelimeyi 1022 yılı hadiseleri dolayısıyla kaydederler.
Encyclopédie de I'slam, "Türk" maddesiKitabı okudu
Çin annallerine bakılırsa, Hun sülalesi hükümdarları bilgin olup, ilimle uğraştıklarından devlet işini bile ihmal etmişlerdir. Kendi şairlerinin bulunduğuna da şüphe yoktur. Fakat saray vakanüvisleri ile işlek hurufatları [harfleri] olmadığından bu Türk dili ve edebiyatının yadigarları ihmal edilmiş ve bize hemen hiçbir şey bırakmadan, tıpkı Hun devletinin düşmesi üzerine Hun boylarının diğer Türk boyları içerisinde erimesi gibi, bu şive de belirli bir iz bırakmadan diğer Türk şivelerine katılmıştır.
Sayfa 122Kitabı okudu
Nitekim son arkeolojik kazılar sonucunda elde edilen altın oklarla mezarlara gömülen gümüş ve altın eşyalar, Hunların sanat sahasında çok ilerlemiş bir millet olduğunu göstermektedir. Öteki dünyaya karşı besledikleri geniş bir inanç üzerine ölülerle beraber gömülen eşyalar arasında yayların da bulunuşu, bu aletin hem silah hem de hâkimiyet sembolü karşılığı olarak kullanıldığına delalet etmektedir. Ayrıca öldürülen düşman büyüğünün kafatasını kadeh yerine kullanarak şarap içme geleneği tarihî Hun sihrî telakkilerinden [görüşlerinden] sayılır.
Gyula Laszlo, "The Significance of the Hun Golden Bow," Acta Archeo- logica Academiae Hungaricae, Budapeşte, s. 91-101. J. Harmatta, "The Golden Bow of the Huns," Acta Archeologica Academi- ae Hungaricae, 1951, s. 106-149. V. BeşevKitabı okudu
Avrupa'yı istila eden Hunların, şüphe yoktur ki çağın bu sahadaki askerî kuvvetleri üstünde, muazzam bir askeri devlet teşkilatları ve çeşitli savaş silahları mevcut olmuş ve bunlar her yeni istila edilen sahadaki devlet teşkilatı tarafından benimsenmiştir.
Reklam
Eski Yunan muharrirlerinden [yazarlarından] Prokopios, eski Bizanslıların Hun Türklerinden elbise biçimlerini ve şekillerini, Hunca adlarıyla beraber aldıklarını açıktan açığa söylemektedir.
Hunlarda Ticaret
Elde edilen mahsul yalnız kendi ihtiyaçlarını karşılamak için değildi, aynı zamanda uzak ülkelere de naklediliyordu. Değer taşıyan mallar memleketin en uzak köşelerinden getirilerek depo edildikten sonra, ihracata elverişli mevsimlerde, muhtelif taşıt vasıtalarıyla ve Hun askerinin muhafazası altında uzak ülkelere gönderilirdi. Birçok uzak ve yabancı memleketle yapılan bu ticaret temasları, şüphe yoktur ki Hun anayurdunun kültür durumunu ve karakterini her sahada aksettirmekteydi.
Hanlar devrinde (MO 206-MS 221) Çin'in Hun Türklerine karşı olan durumu o kadar zorlaşmıştı ki, bu devirde her bir Çin hükümdarının anayasası, ne pahasına olursa olsun kuzey komşularıyla iyi münasebetler kurmak olmuştur.
Sayfa 114Kitabı okudu
FRITZ HOMMEL VE ARAŞTIRMALARI
Sümerceyi Altay dilleriyle birlikte inceleyen bu araştır. malar, umumiyetle Sümerceye mahsus göze çarpacak bir karakter sağlamaktan uzak kalmışlardır. Nitekim, 1915 yılında Hommel, iki yüz kadar Sümerce ve Türkçe kelime arasında yaptığı bir karşılaştırmayla, bu dili Türkçe olarak kabul et mek gibi bir iddiada bulunmuştur. 1926 yılındaysa aynı bil. gin, bu davanın doğruluğuna o kadar inanmıştır ki, yukarıda anlattığımız karşılaştırmasını, daha sağlam bir esasa dayatmak için Kaşgarlı Mahmud'un Divanü Lugati't-Türk'ünden de kelimeler almaya gayret etmiştir. Bu karşılaştırmalarında Sümer dili ile Ural-Altay, bilhassa Türk dili arasında lengüistik ve morfolojik bakımdan muayyen [belirli] benzerlikler gören bu bilgin, dikkatini çeken birçok kelime ileri sürmüştür ki, bunların arasında en iyi ve teyit edici misallerse aşağıdaki kelimeler olmuştur. Sümerce ai = Türkçe ay Sümerce dağ = Türkçe daş,dağ Sümerce dingir = Türkçe tengri Sümerce gus = Türkçe üç Sümerce ab = Türkçe eb,ev Sümerce agar = Türkçe ekin
24 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.