"Eski İran geleneklerini göğsünde saklayan Horasan, İslâmiyet’ten
sonra tasavvuf cereyanının başlıca merkezlerinden biri ve belki birincisiyidi. Bu yüzden bu akımın, İslâmiyet’in evvelce takibettiği yollardan Türkistan’a gireceği pek tabiî bir hâdise idi. Hakîkaten öyle de oldu.
IV. asırda Buhara’da, Fergâna’da da şeyhlere tesâdüf edilmeğe başlandı; hattâ Türkler, kendi şeyhlerine Bab, yâni Baba nâmını veriyorlardı."
Sayfa 17