Türk Eğitim Sistemi ve Okul Yönetimi

Kolektif

Quotes

See All
Bugünün okullarına ithafen...
Okulu bir işletme gibi düşünmek eğitimin ve okulun doğasına uygun değildir. Okul, her şeyden önce bir insan topluluğu, ortak bir yaşama alanıdır ve işletme mantığı ile değerlendirilemez.
Okullar, egemen azınlık ya da ideolojiye yani seçkinlere hizmet veren bir araç olma yerine, farklılığı ve çeşitliliği zenginlik olarak görmeli ve buna uygun bir demokrasi anlayışı geliştirmelidir.
Sayfa 97 - Okula Eleştirel YaklaşımlarKitabı okudu
Reklam
Özgür düşünmek için öncelikle ezberci bir eğitim sisteminden uzaklaşmak, ders kitaplarının dışında da okumak ve tartışmak, kimseden korkmadan sorgulamak gerekir. Ancak daha aile içinde sesimiz kısılmaya başlanır. Okulda öğretmenin her dediği doğrudur, eleştirilemez. Müdürler, bakanlar, başbakanlar hep iyi şeyler yapar ve eleştirmek bozgunculuktur. Böyle bir ortamda özgür bireylerin yetişmediği ortadadır. Bilimsel düşünmek demek, hurafelere,boş inançlara, dedikodulara ve akıl dışı olaylara inanmamak demektir. Ancak toplumumuzda hala insanlar üfürükçülere, falcılara gitmektedir. Kulaktan duyma hiçbir araştırma ve incelemeye gerek duymadan "Kocaeli depreminin nedeni içki ve kumardır" gibi safsatalara inanan insanlarımız vardır. Hastalanınca doktor yerine hocaya giderek iyileşeceğine inananların olduğu yerde, eğitim sistemimizin bilimsel düşünce gücüne sahip bireyler yetiştirmediği ortadadır.
Freire'e göre ezme / ezilme sürecinin yaşandığı sömürü toplumlarında eğitim sürecinin temelinde bir cansızlaşma ve taşlaşma eğilimi vardır. Buna göre temel anlatı ekseninde bir anlatan özne yani öğretmen ve dinleyen nesne durumundaki öğrenci vardır. Öğretmen, gerçeklikten kopuk içeriklerle öğrenciyi doldurmaktadır. Anlatıma dayalı öğretim sisteminin sonucunda ezbercilik ortaya çıkar. Öğrenci, edilgen bir pozisyonda sürekli olarak bilgi depolanmaya çalışılan içi boş bir nesnedir. Freire, bunu "bankacı eğitim" olarak adlandırmaktadır.
Sayfa 95 - Okula Eleştirel YaklaşımlarKitabı okudu
Son on yıldır ulusal değerlerin aşındırıldığını, ulus devlet olmanın koşullarının ABD ve AB'yle yapılan anlaşmalarla zayıflatıldığını, yolsuzluk ve rüşvette dünya sıralamasının başlarında olduğumuzu, Türkçenin eğitim dili olmaktan çıkarılarak yabancı dille eğitim yapıldığını, çalışmanın ve üretmenin değil, tembelliğin ve tüketiciliğin teşvik edildiğini; kolay para kazanmanın (mafya, mankenlik, dolandırıcılık, fahişelik vb. yollarla) yüceltildiğini,milletini sevenlerin gelecek hakkındaki kaygılarıyla fütursuzca dalga geçildiğini görmekteyiz.
Yarım asırdır eğitim sistemimizde, Atatürk'ün İlke ve Devrimlerinin donuklaştırıldığına, biçimsel hale dönüştürüldüğüne, ilke ve devrimlerinin içeriğinin unutturulduğuna,günümüz koşullarıyla ilişkisinin kurulmadan yalnızca ezberletildiğine yönelik güçlü eleştiriler vardır.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.