Türk Grup Davranışı

Erol Göka

Oldest Türk Grup Davranışı Posts

You can find Oldest Türk Grup Davranışı books, oldest Türk Grup Davranışı quotes and quotes, oldest Türk Grup Davranışı authors, oldest Türk Grup Davranışı reviews and reviews on 1000Kitap.
271 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 24 hours
Türklerin yinelenen, yıllar geçmesine rağmen değişime direnç gösteren davranış örüntülerini, psikanalizde olduğu gibi erken Türk uygulamalarına dayandırarak "Türk tipi davranış" şekillerini örneğin - evinde misafirperver adam trafikte saldırgan -ötekine hoşgörülü iken bizden olana kötülük -yazılılık değil sözlü kültür , -itaat, - şatafat ve gösteriş merakı - Türklerin başarılı savaşçı iken yüksek uygarlık geliştiremeyişimiz -piknik sevgisi vs gibi konularda kısa makaleler şeklinde okuyabileceğiniz bir eser. Yazarın okuduğum ilk eseri ve başka yerde bulamayacağınız bir psikiyatr bakışı.
Türk Grup Davranışı
Türk Grup DavranışıErol Göka · Aşina Kitaplar · 200610 okunma
271 syf.
·
Not rated
Türklerin kendilerine has bazı davranışları vardır. Mesela bir ağaç altı gördüklerinde yaz veya kış farketmeksizin piknik yaparlar , gösterişe düşkündürler (potlaç kültürüne benzetiyor), eve gelen misafire tanımasa bile aşırı izzet ve ikramlarda bulunulmasına rağmen aynı kişiyi trafikte ya da sokakta görünce kaba davranırlar, kadını ikinci sınıf olarak görürler , mafyöz ve kavgacıdırlar ,güçlü olana itaat ederler, eski dönemlerde para eden ama uygarlık içinde esamesi okunmayan savaşçı bir kimliğe sahiptirler. Bunun gibi Türk toplumunun karakteristik özelliklerini sosyolojik bir okumaya tabi tutma iddiasında . Ancak eksik ve hatalı tek bir önermeye dayandırıyor bütün bu tespitlerini : “ Türkler bütün bu kötü özelliklerine islamdan önceki dönemde de sahiptirler , bunların islamiyetle hiçbir ilgisi yoktur .” Kitap boyunca bu davranışların nedenini bulmayı umdum ama sadece bunların islam kültürüyle ilgili olmadığını okudum . Tamamen indirgemeci bir yorum ve asla bilimsel değil .
Türk Grup Davranışı
Türk Grup DavranışıErol Göka · Aşina Kitaplar · 200610 okunma
Reklam
Türkçe
. “Bitişimli bir dil, köklere son ekler getirilmesine dayanan, bu son ekler kök değiştirmeyen, kendileri de (ünlü uyumu dışında) değişmeyen ve çeşitli dilbilgisel bağıntıları dile getiren bir dildir... Nitekim Moliere de “Kibarlık Budalası” adlı yapıtında haklı olarak 'Şu Türkçe ne hayran kalınacak bir dil” der ve şöyle sürdürür: 'Az sözcükle çok şey söyler”... Bu dilbilimsel yapı; Türk karakterinin bazı sürekliliklerini; onun, ayrıntıdan söz ederken öze giden zihni yöntemini, tutarlılığını; bireşim, kesinlik, düzenlilik; kesin, belirli ve değişmez kurallara düşkünlük; uyum ve denge eğilimini ortaya koymayı sağlar: Böylece dilin tutuculuğu, o dili konuşanın tutuculuğuna uygun düşmüş olur”. Jean Paul Roux .
. (“Bunun haricinde senin, dillerin nasıl kompleks olup, diğer dillerle karışmaları gerektiğini düşünmeni istiyorum. Bir dile o milletin dili diye, ancak başka lisanlardan kendisininkine aktardığı kelimeleri işleyişine yerleştirip onlara iç düzenini sarstırmayacak kadar güçlü, hatta onları kendi sarsan, başkasından aldığını kendisinin gözükecekleri şekilde içine çeken bir dil ise denir.” Machiavelli) .
. Türkiye Cumhuriyeti içindeki vatandaşlar, kendilerini özgür ve eşit hissetmenin yanı sıra bir kolektif bilinç ve duygu halinde de hareket etmektedirler. Bu gerçek, bizi dilin öneminin ikinci boyutuna götürmektedir: Dil, bir grup davranışı ve düşüncesi için de temel zemindir. Aynı dili konuşan insanlar, benzer biçimde düşünürler ve benzer grup davranışı gösterirler. .
. Yollarımızda bin bir çeşit markalı, pahalı otomobiller dolduruyor ve onları hiçbir rasyonele, hatta herhangi bir zevk estetiği rasyoneline dayalı olmadan, maddi, bedensel ve ruhsal zarar göreceğimizi bile bile, ata biner gibi, tepe tepe kullanıyoruz. Şehir içinde Land Rover cip kullanmakla, derme çatma otomobilinin arkasına “babam öyle diyo” ya da “nazar etme ne olur çalış senin de olur” yazmak doğrudan doğruya bu gösteriş ve şatafat kültüründen türeyen grup davranışının parçaları gibi görünüyordu. Ekonomik krizlere ve her hafta yapılan benzin zamlarına rağmen yollardaki araç sayısının pek azalmaması; park yeri bulma uğruna saatlerce yapılan didişme ve çekişmelere rağmen otomobil kullanmaktan vazgeçmememiz; büyük şehirlerimizde nüfus açısından benzer birçok Avrupa kentine göre trafiğe kayıtlı araç sayısı oldukça düşük olmasına rağmen trafikte bulunan araç sayısının kabarıklığı, bunların hepsi, arabalarımızla hava atmaya bayıldığımızdan oluyor. .
Sayfa 40 - GÖSTERİŞ VE ŞATAFAT, KONUKSEVERLİK, KOLAY SINIF ATLAMA VS. EVRENSEL Mİ, TÜRKLERE ÖZGÜ MÜ?Kitabı okudu
Reklam
14 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.