Türk Halk Edebiyatı El Kitabı
Metin EkiciTürk Halk Edebiyatı El Kitabı Gönderileri
Türk Halk Edebiyatı El Kitabı kitaplarını, Türk Halk Edebiyatı El Kitabı sözleri ve alıntılarını, Türk Halk Edebiyatı El Kitabı yazarlarını, Türk Halk Edebiyatı El Kitabı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Kirmanşah
Bu dünya bir degirmandır,
Daima durmaz döner,
Cism-i adem bir fenerdir,
Agıbet bir gün sonra söner.
Sayfa 482Kitabı okudu
Sanmayın İsmet-i naçizi size safsatalar serd eyler
Halka ibret verecek menkabeler arz eyler.
Sayfa 410Kitabı okudu
Uçun kuşlar uçun burda vefa yok,
Öyle akar sular, öyle hava yok.
Feryadıma karşı aksiseda yok.
Bu yangın yerinde soğuk kül vardır.
Hey Rıza! Kederin başından aşkın,
Bitip tükenmiyor elemi aşkın;
Sen derya gibi daima taşkın,
Daima çalkalanır bir gönül vardır.
Rıza Tevfik Bölükbaşı
Uçun kuşlar uçun burda vefa yok ,
Öyle akarsular, öyle hava yok.
Feryadıma karşı aksiseda yok.
Bu yangın yerinde soğuk kül vardır.
Rıza Tevfik Bölükbaşı
Türk masallarında da bir deneme motifi şeklinde yaşayan görünmeyeni bilme tecrübesinin eski kam edebiyatının kalıntısı olduğu düşünülebilir. Aşıklık geleneğinin tarihsel süreci göz önünde bulunduruldurulursa bu inancın tarikat geleneğinden de etkilenerek İslami bir biçime büründüğü, böylece aşıklara velilik ve keramet sahibi sıfatlarının isnat edildiği biçimde bir yargıya da varılabilir.
Sayfa 336Kitabı okudu
Rüya motifinin en eski örneklerini Şamanlığa giriş merasimlerinde görüyoruz. Anadoluya yerleşen Türker kabul ettikleri yeni dinin etkisiyle bu motifi mistik düşünceler etrafında yeniden biçimlendirmişlerdir. Yani aşıklık geleneğinin beslendiği ozan - baksı geleneği ile tasavvuf düşüncesi, değişen ve gelişem şartlar altında daha da somutlaştırılarak " rüya-bade-pir" üçlüsü halinde karşımıza çıkar.
Sayfa 316Kitabı okudu
XVI. Yüzyıla gelinceye kadar aşık edebiyatının güçlü isimlerine tesadüf edemememizin asıl sebebi, bu edebiyatın vesikalarının yazıya geçirilmemesinden ziyade, İslami kültür çevresindeki teşekkülünü tamamlayamamış olmasında aranmalıdır. Kaldı ki XVI. yüzyıl, aşıklık geleneğinin İslami kültür çevresinde teşekkülünü tamamladığı bir yüzyıl da değildir; şehir çevresinde yetişen birkaç sima hariç tutulursa, bu yüzyılın aşıklarının yüzü daha çok "ozanlık geleneği" ne dönüktür. Ancak bu geçiş yüzyılından sonra aşıklar, kendilerine İslami kültür çevresinde sağlam bir yer bulabilmişlerdir.
Kompleks rüya motifindeki İslamileşme, 'aşık' terimi ile yetinmeyip bunun yanına bir de 'Hak aşığı' terimini getirme vb. Sonraki yüzyıllarda da bu yer arayışının devam ettiğini gösteren deliller olarak görülebilir.
Sayfa 289Kitabı okudu
Muhammed Mustafa gitti Mirac'a Bu dâvet Cenâb-ı Kibriyâ'dandır Aksa'da toplandı ruh-u enbiyâ Bir ismi imam-ı enbiyâdandır"