Terennüm, Tereddüt, Tahakküm

Türk Muhafazakarlığı

Hasan Aksakal

By Number of Pages Türk Muhafazakarlığı Quotes

You can find By Number Of Pages Türk Muhafazakarlığı quotes, by number of pages Türk Muhafazakarlığı book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
NFK
Fakat 13 milyonluk ülkede seçilen 11 kişiden biri olan Necip Fazıl haylazlık etti. (Şairin, gündüzünü hiç görmediğini söylediği Paris tecrübesini anlattığı Babıali isimli kitabına bakılabilir.) Daha önemlisi, muhafazakar çevrelerde, Atatürk'ün Necip Fazıl'ı da o kısıtlı şartlar altında Paris'e devlet bursuyla gönderdiği gerçeği neden
Reklam
Mahmut Sadi'ye "Sizleri bir kıvılcım olarak yolluyorum, alev olarak geri dönmelisiniz." MUSTAFA KEMAL
1950'LERDE MUHAFAZAKÂRLIK
Belki daha da ilginç olan nokta, Türkiye'de muhafazakârlığın kültürel-politik referansı kabul edilen kişilerin birbirleriyle sorunlu ilişkileridir. Bir anlığına 1950'leri ele alalım. Peyami Safa'nın Necip Fazıl'la dostlukları, artık daha büyük bir düşmanlığa dönüşmüştür. Fuad Köprülü, N. Sami Banarlı ve çevresinin faaliyetlerinden çok rahatsızdır. Yahya Kemal, kendisinden başka herkes için düşündüğü gibi, akranı Halide Edip'in de önemli biri olmadığını düşünür. Yahya Kemal'e yıllarca övgüler düzen öğrencisi Tanpınar'ın günlüklerinde gördüğümüz üzere aslında aralarında büyük bir gerilim, alay ve değersizleştirme vardır. Yahya Kemal'i beğenmeme konusunda Tanpınar'la hemfikir olan Necip Fazıl, eski dostu Tanpınar'ı defalarca komünist ilan etmiş, asılsız ihbarlarla, kara propagandayla onun üniversiteden atılması için çaba sarf etmiştir. Aynı Necip Fazıl, Fuad Köprülü'ye ve Celal Bayar'a hakaretten iki kez mahkûm olmuştur. Nurettin Topçu ve çevresi de Necip Fazıl ve çevresince sürekli marjinalleştirilmiştir. Samihâ Ayverdi dâhil olmak üzere, pek çokları için de N. Fazıl yarı cahil, komplocu, menfaatperestin tekidir. Hatta Ekrem Hakkı Ayverdi onu İngilizlerden para almakla itham etmiştir. Halide Edip'in Ayverdilerden, Cemil Meriç'in Hilmi Ziya ve Ziyaeddin Fahri'den hiç hoşlanmadığı (tıpkı bu muhafazakâr entelektüellerin birçoğunun -Başbakan yardımcılığını yapan Köprülü de dâhil olmak üzere- Menderes'ten hazzetmediği ve 27 Mayıs darbesini memnuniyetle karşıladığı gibi) bilinmektedir.
İnanması hayli güç ama modern Türkiye'ye dair en temel referanslar olarak görebileceğimiz isimlerden, ör­neğin modern Türk edebiyat ve fikriyatının kurucu baba­sı kabul edilen Namık Kemal'den yüz elli yıldır, örneğin Yahya Kemal'den neredeyse yüz yıldır-İngilizceye tek bir müstakil çeviri bile yapılmamıştır.
Sayfa 49 - Alfa Yayınevi 1. Baskı 2017Kitabı okudu
Yunanistan sınırından Batı'ya geçebilen diğer isimler de yeteneklerinden evvel ne yazık ki parçası olduk­ları politik krizler dolayısıyla uluslararasılaşmışlardır. Modern Türk şiirinin en büyük ismi Nazım Hikmet ve ro­mancı Yaşar Kemal gibi iki modern edebi klasik, maalesef Türk devletinin muhalif sanatçılara uyguladığı baskının iki temsilcisi olarak politik kavgalardan tamamen bağım­sız bir seyir içinde uluslararası şöhrete kavuşamamıştır. Son ve daha iyi bilinen bir örnek olarak Orhan Pamuk da öyle ... Üstelik çevrilen metinleri ele aldığımızda, örneğin Huzur, Tanpınar'ın kıymeti sebebiyle değil, birkaç yıldır Orhan Pamuk'un bu klasik metne uluslararası mahfiller­de sürekli gösterdiği saygının hatırına doğru dürüst bir şekilde daha yeni (2010'ların şafağında) İngilizceye ter­cüme edilmiştir. Elbette bir Türk çevirmen tarafından!
Reklam
Matbaayı 3 yüzyıl sonra alıp gelsen de olmuyor ! =))
Hepsi bir yana, Thomas Hobbes'un 165l'de yayım­landığından beri toplum-devlet düşüncesi üzerine tar­tışılan zemin kurucu eseri Leviathan Türkçeye (342 yıl sonra!) 1993'te tercüme edilmiştir. Liberalizmin bir di­ğer klasik kaynağı John Locke ise 1990'larda, yani üç yüz yıl sonra.
Sayfa 54 - Alfa Yayınevi 1. Baskı 2017Kitabı okudu
Alakası varmış gibi görünmek için de ayrıca gülünç çabalar sergiler kimileri. Her paragrafında birkaç Fouca­ult, Nietzsche, Derrida, Heidegger serpiştirmeden konu­şup yazamayan entelektüeller cennetidir Türkiye. (Üstelik yerlici, millici, medeniyetçi olmaya davette bulundukları halde en çok da mukaddesatçılar-İslamcılar yapar bunu: hele Yusuf Kaplan ve türevleri kendilerinin karikatürü olacak kadar işi abartır) İsim serpiştirmekle, hatta Batı düşünce tarihini etrafa saçıp dökmekle (name-dropping) yazılan yazılar çöplüğüdür Türkiye. "Büyük Doğu, Bü­yük Doğu" diyenlerin tek bir Doğulu referansı olmaması, alakasızlık ve dış dünyadan kopukluk değil de nedir?
65 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.