Türk Siyasal Hayatında 28 Şubat Süreci Sözleri ve Alıntıları
Türk Siyasal Hayatında 28 Şubat Süreci sözleri ve alıntılarını, Türk Siyasal Hayatında 28 Şubat Süreci kitap alıntılarını, Türk Siyasal Hayatında 28 Şubat Süreci en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.28 Şubat sürecinde halk arasında “Beşli Çete” veya “Beş Ahbap Çavuşlar” olarak nitelendirilen Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ), Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu (TESK) gibi birbirinden bağımsız hatta kimi zaman birbirine karşı olduğu bilinen sivil toplum kuruluşları 6 Milyon imza kampanyasıyla MGK kararlarının taraftarı olduklarını beyan etmişlerdir.
Sayfa 102
28 Şubatçılar'ın Kayyum Rejimi devam ediyor
28 Şubat sürecinin bilançosu çok ağır oldu. 28 Şubat sürecinde Genelkurmay karargâhında irtica brifingine 400 yüksek yargı organları üyesi hâkim ve savcı katıldı. 1990-2011 yılları arasında irtica suçlamaları ile TSK’dan 1635 personel atıldı, 1997-2001 yılları arasında yaklaşık 11000 öğretmen istifa etti ve 1997-2001 yılları arasında 3527 öğretmenin görevine son verilmişti. 1997-2001 yılları arası kılık-kıyafet ve fişlemeler nedeniyle 11890 öğretmen disiplin cezası almıştı. 1997-2001 tarihleri arasında kılık-kıyafet ve fişlemeler nedeniyle 33271 öğretmen disiplin soruşturmasına uğramıştı. 28 Şubat sürecinde 4625 MEB personeli fişlenmişti. 2639 kamu personeli MİT tarafından irtica ile ilişkili görülmüştü. 418 öğretim görevlisi ve 949 öğretmen MİT tarafından irticacı olarak fişlenmişti. İrtica gerekçesiyle 210 vali ve kaymakam hakkında rapor düzenlenmiş ve 71 kaymakamın görevine son verilmişti. 331 emniyet mensubu hakkında inceleme başlatılmış ve 53 emniyet mensubu idari cezaya çarptırılmıştı. İrtica gerekçesiyle 396 Diyanet personeline disiplin cezası verilmiş ve 128 Diyanet personeli meslekten atılmıştı. Kılık-kıyafet yasağı nedeniyle 139 yükseköğretim personeli kamu görevinden çıkarılmıştı. 28 Şubat sürecinde el konulan bankalar devlete on yedi milyar üç yüz milyon dolar yük getirmişti. İrticai faaliyette bulunduğu gerekçesiyle 21 vakıf kapatılmıştı. 28 Şubat sürecinin sebep olduğu toplam ekonomik zararın Üç yüz seksen bir milyar dolar olduğu tahmin edilmektedir.
Sayfa 79
28 Şubat 1997 tarihli MGK toplantısında Erbakan’ın önünde iki seçenek vardı: Ya ordunun taleplerine rest çekip askeri/silahlı bir müdahaleye kapı aralayacaktı ya da koalisyon ortağı Çiller’i erken seçime ikna etme çabasına girişecekti. Ne var ki Erbakan, kerhen de olsa, askerin taleplerini kabul etmek zorunda kalmıştır.
Sayfa 88
8 Temmuz 1996’da parlamentodan güvenoyu almayı başaran ve böylelikle iktidara gelen Refahyol Hükümeti 18 Haziran 1997’de dağılmıştır. Bunun üzerine Başbakan Erbakan, DYP lideri Çiller ve BBP Genel Başkanı Yazıcıoğlu düzenledikleri ortak basın toplantısıyla Refahyol Hükümeti’nin sona erdiğini ifade etmişlerdi. Erbakan Cumhurbaşkanı Demirel’e istifasının yanında üçlü deklarasyonu da sunmayı ihmal etmemiştir.
Sayfa 64
Türkiye'de Akademisyenler Daima Korkak Olmuşlardır
28 Şubat sürecinde üniversite hocaları fişlenmemek, işinden olmamak adına çoğu zaman fikirlerini gizlemek durumunda kalmışlardır.
Sayfa 104
Eskiden Medya Siyaseti Yönetirdi, Şimdi Siyasetçiler Medyayı Yönetiyor
Özelleştirme olgusu ile beraber kartel medya, bir dönüşümden geçmiş ve göz ardı edilmemesi gereken bir sorunla karşı karşıya kalmıştır. Zira özelleştirme süreci öncesinde iş hayatının dışında kalmış medya patronları özelleştirme süreci ile beraber iş hayatına müdahil olmuşlardır. Daha da vahim olan medya sahiplerinin özelleştirmeden kendileri için hisse talebinde bulunmalarıdır. Tüm bunlar iş dünyasının da politik konulara müdahil olmasına ve onların taraf haline gelmesine yol açmıştır.
Sayfa 90