Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türk Tarihinde Kadın Ve Savaş

Hava Selçuk

Türk Tarihinde Kadın Ve Savaş Gönderileri

Türk Tarihinde Kadın Ve Savaş kitaplarını, Türk Tarihinde Kadın Ve Savaş sözleri ve alıntılarını, Türk Tarihinde Kadın Ve Savaş yazarlarını, Türk Tarihinde Kadın Ve Savaş yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tarihin bu en cengaver kavmi, bugün olduğu gibi geçmişte de kalabalık ve güçlü olan Çinlilerin önüne bir set gibi gerilmeseydi, herhalde dünyanın Asya ve Avrupa kıtasında Çinliden başka halk olmazdı. Batı medeniyeti ve insanı, varlığını Türklere borçludur.
Sayfa 36 - ÇİZGİ KİTABEVİKitabı okudu
Nesillerin bekasını temin eden en mühim unsur kadındır. O, yalnız çocuk doğurması ile değil, onu terbiye edip yetiştirmesi, evine ve yurduna bağlılığı, faziletli olduğu içindir ki toplumların devamında mühim rol sahibidir. Tarihte göçüp gitmiş ve bugün nam ve nişanı kalmamış olan milletleri incelediğimizde varacağımız netice şudur: Kadın sükut etmiş ve bu yüzden nesil yozlaşmıştır. Kadının sükutu, cemiyet ahlakının bozulması, bu ise o milletin hür ve müstakil kalmaması demektir. Eğer bugün Türk milleti binlerce seneye varan mazisine rağmen, hiçbir millete nasip olmayan bir varlık gösterebiliyorsa bunu, yalnız ve yalnız Türk kadının eserine borçludur. Türk kadını; yetiştirdiği evlatlarına yüksek bir ahlak, temiz bir akide(öğreti), emsalsiz bir cengaverlik, büyük bir sabır ve tahammül öğretmese idi; bugün bizden ancak tarihler bahsederdi.
Sayfa 26 - ÇİZGİ KİTABEVİKitabı okudu
Reklam
Ziya Gökalp "Türkçülüğün Esasları" adlı eserinde de İslamiyet'in kabulünden önceki Türk kadınının konumu ayrıntılı bir biçimde ortaya koymuştur. Türklerde ana ve baba soyu değerce birbirine eşit tutulmuştur. Bir adamın tam soylu olması için hem baba yönünden hem de ana yönünden soylu olması gerekirdi. Ayrıca ev yalnız kocanın malı olmayıp, karı ve kocanın ortak malıdır. Dolayısıyla kadın ve erkeğin birbirini tamamladığı ve eşit olduğu vurgulanmıştır.
Sayfa 26 - ÇİZGİ KİTABEVİKitabı okudu
Eski Türk topluluklarında Türkmen kadının ağırlıklı bir yeri vardır. Bu, köken bakımından göçer topluluklarda kadının, haremlerin rahat ve kapalı yaşamında bir köşeye çekilmiş, işsiz ve güçsüz kadınlarıyla hiçbir benzerliği yoktur. Göçer kadın, ata binmeyi, erkek av ya da talan için gittiğinde obaya göz kulak olmayı bilmek zorundaydı; sürüye dadanan yaban hayvanına karşı savunmayı, gerektiğinde saldırganlara saldırmayı da bilmesi gerekiyordu. Böylece o, savaşan bir amazon oluyordu.
Sayfa 26 - ÇİZGİ KİTABEVİKitabı okudu
Denis Sinor'un tespitine göre, Türkçe ve Moğolcada savaşçı, muharip kelimesini karşılayan bir kelime bulunmamaktadır. Zira bu milletlerin orduları halkın ordusudur. Türkçede var olan er kelimesi, yalnızca erkek, adam ve koca manasında olmayıp asker, savaşçı, muharip kişi manalarını da içerir. Moğolcada asker, savaşçı, muharip, ordu manalarına gelen çerig/çerik kelimesi de Türkçede savaşlarda sıralanan, saf tutan birlik manasına gelmektedir.
Sayfa 25 - ÇİZGİ KİTABEVİKitabı okudu
Eşini vermeden önce savaşmasını dilerdim :)
Büyük Hun İmparatoru Mete(Mao-tun)'nin gençliğinde, kendinden güçlü olan komşuları Tung-hu (MoğolTunguz)' lar Mete(Mao-tun)' den ünlü atını istemişlerdi. Mete(Mao-tun) bir Türk'ün atını düşmana vermenin ne kadar utanç verici olduğunu bilmesine rağmen ve yardımcılarının karşı çıkmasına da aldırış etmeden atını Tunguz elçisine vermişti. Bir süre sonra tekrar gelen Tunguz elçisi bu kez Mete(Mao-tun)'den güzel eşini istedi. Mete(Mao-tun) savaşa neden olmasın diye çok sevdiği eşini Tunguz elçisiyle gönderdi. (...)
Sayfa 21 - ÇİZGİ KİTABEVİKitabı okudu
Reklam
Her sosyal yapı, kadın ve erkek dediğimiz iki cinsin birbirini tamamlamasıyla var olmuş bir bütündür. Tek başlarına düşünülemeyen bu bireyler, birlikte yaratıcı bir güç kazanırlar. Erkek, kadınla beraberken daha bahadır, daha erdemli ve daha bilge olmak zorunluluğunu duyar. Kadın da bir erkekle birlik olunca daha soylu, daha ince ve daha içlidir. Türk milletinin sosyal yapısını incelerken de Türk kadını ile Türk erkeğinin birbirini tamamlayan bir bütün oluşu gerçeğiyle karşılaşıyoruz. Eğer yurt ve millet işlerinde kadın, gücünü erinin gücüne katmışsa haşan elde edilmiş; tersine kadın, umursamaz olmuşsa her şey yarım kalmıştır.
Sayfa 20 - ÇİZGİ KİTABEVİKitabı okudu
Ne güzel isimler koymuş kızçelere :)
Çalışmanın meydana gelmesi sırasında büyük sabır gösteren eşim ve kızlarım Almila ile Selenge Zeynep SELÇUK'a teşekkür ederim.
Sayfa 12 - ÇİZGİ KİTABEVİKitabı okudu
Ön sözden...
Hunlardan Türkiye Cumhuriyeti'ne, Orhun-Selenge Nehirlerinden Tuna Nehrine, İtil Nehri'nden Nil Nehri'ne kadar uzanan geniş coğrafyada konar göçerlik ve yerleşik hayatı iç içe yaşayan, Gök Tanrı dininden İslamiyet'e farklı inanç sistemleri içerisinde yer alan Türklerin, erkekleri kadar kadınları da kahraman olmak zorunda kalmışlardır.
Sayfa 11 - ÇİZGİ KİTABEVİKitabı okudu
56 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.