Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türkiye Bir Devletin Yeniden Doğuşu

Arnold J. Toynbee

Türkiye Bir Devletin Yeniden Doğuşu Sözleri ve Alıntıları

Türkiye Bir Devletin Yeniden Doğuşu sözleri ve alıntılarını, Türkiye Bir Devletin Yeniden Doğuşu kitap alıntılarını, Türkiye Bir Devletin Yeniden Doğuşu en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kadının durumu, sosyal ilerlemenin en iyi ölçüsüdür. "Bir ulusun karakteri, kadınlarının durumu ile ölçülür" denmiştir.
Mustafa Kemal Atatürk
Mustafa Kemal Paşa, on sekizinci yüzyıl Avrupası'nda olduğu gibi, modern Doğu'da ön plana çıkmış aydınlardan biri; Halk iradesi tarafından onaylanan, aşırılığa kadar giden ilerici ve güçlü reform ateşi ile yanan bir kişiydi. Ulusunu esaretten kurtarmış bir kahraman fatih, halkın içinden çıkmış ve onu zulüm boyunduruğundan azat etmiş bir kumandandı.
Sayfa 101Kitabı okudu
Reklam
Sakarya zaferi şok etkisi yapmıştı. Anadolu savaşında Türkler artık "üstün taraftı." Artık bütün dünya, Ankara hükümetinin gittikçe artan askeri gücü ile, hukuken değilse bile fiilen Türkiye'nin hükümeti olduğunu kabul etmek zorunluluğunu duyuyordu.
Lozan
Lozan Barış Antlaşması, Türkiye Cumhuriyeti'ne kudret ve saygı, bağımsızlık ve güvenlik kazandırmış, büyük devletleri uzun sureden beri kurmaya çalıştıkları ve sonunda tamamlamaya niyet ettikleri egemenlikten yoksun bırakmıştır. Bu düelloda kazanılan başarının en büyük şeref payı, her şeyi son derece iyi hesaplayan, inatçı devlet adamı ve asker İsmet Paşa'ya ait bulunmaktadır.
Cumhuriyet
29 Ekim 1923'te Türk Devleti'nin şekli Cumhuriyet olarak ilan edilmiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisi, çok daha önceden kendini Türkiye'nin tek egemeni ilan etmiş ve saltanat ile eski Osmanlı rejimini bir daha geri gelmemek üzere ortadan kaldırmıştı. "Cumhuriyet" büyük bir bayram havası içinde karşılandı. Gazi Mustafa Kemal Paşa birkaç muhalifi dışında Meclis'in oybirliği ve "Yaşasın Cumhuriyet!" sesleri arasında Cumhurbaşkanı seçildi.Meclis' ten taşan sesler, dışarda sokaklarda toplanmış olan halk tarafından bir bayram havası için e alkışlarla karşılanmıştı.
Kadınlar yüzlerinden peçelerini atmışlar; tramvaylarda, tiyatrolarda, sinemalarda kendileriyle erkekleri ayıran perdeler kaldırılmıştır. Kadınların peçesi gibi erkekler için de ulusal bir serpuş olan fes atılmış, Doğuya özgü selamlaşma adetleri bırakılmıştır. Türk dili Farsça ve Arapça kelimelerden temizlenmeye başlanmış, Osmanlı adı kullanılmaz olmuştur.
Reklam
Sultan Hamit döneminde kadınlara hemen hiç eğitim imkanı verilmemişti ve Türk kadınları eğitim istiyorlardı.
Kadınlar tabi olmanın küçük düşürücülüğünü ve haksızlığını anlamışlar, evlerinde erkeklerine arkadaşlık etmek ve eşit şartlara uymak haklarını istemişlerdir. Türkiye 'de gittikçe az uygulanmakta olan çok kadınla evlenme adetini küçük düşürücü bulan kadınlar buna da başkaldırmış ve protestoları, baskıları ile Türkiye Büyük Millet Meclisini çok kadınla evlenmeyi yasak eden bir kanun çıkarmaya zorlamışlardır.
Ne büyük görev!
Halifeliğin bir "dini" makam olarak gösterilmesine ilk olarak Osmanlı İmparatorluğu ile Batılılaşmış bir devlet olan Rusya arasında imzalanan 1774 tarihli Küçük Kaynarca Antlaşması'nda rastlanmaktadır. Bu antlaşma ile, sultan, Kırım müslümanları üzerindeki "dünyevi" yetkilerinden vazgeçmiş, fakat "dini" yetkilerini korumuştur. Bu "dini" yetkiler de müftülerin ve kadıların atanması hakkından başka birşey olmamıştır.
Yerli sermaye, bilgi ve tecrübe yokluğundan, Cumhuriyete kadar demiryolu yapımı yabancıların eline düşmüştü. O güne kadar Türkiye sınırları içinde yapılmiş olan bütün demiryolları, çok defa Osmanlı hazinesinin zararına spekülatif teşebbüslere izin verilmesini şart koşmuş olan yabancı kumpanyaların imtiyazındaydı. Yabancı demiryolları daha çok Batı Anadolunun tarımsal üretici zengin ve vadileri ile Günedoğu Anadolu'nun ovalarını merkezlere ve limanlara bağlamak için yapılmışlardı. Bunların başlıcaları İstanbul ile Adana arasındaki Fransız hattı ve İzmir-Aydın-Af- yon İngiliz hattıdır. 1919-1922 Türk-Yunan savaşının yaptığı tahribata rağmen bu demiryollarının çoğu büyük maddi zararlara uğramamışlardır .
Reklam
Mustafa Kemal'in bayrağı altında toplanan askerlerin garip bir görünüşü vardı. Savaştan fakir çıkmış bir ülkenin insanlarıydılar. Üstleri başları dökülüyordu. Fakat en çetin askerin bile dayanması güç olan şartlar içinde, yeni bir sava o müthiş hayatına severek ve isteyerek koşmuşlardı.
Mustafa Kemal Atatürk
Bu önderlerin en başta geleni, bir asker ve askeri kahraman olarak yenik ulusunu zafere ulaştırmış bulunan Mustafa Kemal Paşa'dır. Bir devlet adamı olarak da bu ilerici ve Batılılaşmış Türk, gerek kişiliği, gerek başarıları ile hayranlık ve saygı uyandırmaktadır. Orta yaşın kıyısına gelmiş olan bu önder, bir mantık ve sarsılmaz azim, kendinden çok ülkesi için beslenen tutkular, güçlü bir kişilik ve disiplin adamıdır.
Mustafa Kemal Paşa, Batı örneği bir aydındır. Ortaçağın geleneklerini henüz silkeleyip atan bir ülkeye bir sürü reform getirmiştir. Batı fikirlerini, direnen değil, bunları kabule istekli bir ulusa aşılamaya çalışmaktadır.
Sosyal bakımdan Türk kadınları Batılılaşma yolunda ilerlemektedirler. Peçeyi atmışlardır. Arada bir görülen çarşaf da her halde fesin akıbetine uğrayacak, tamamen kaybolacaktır. Artik kadınların tiyatrolarda, sinemalarda, topluluklarda erkeklerle beraber oturmalarına izin verilmektedir. Hatta, Hristiyan yabancılarla degilse bile, Türk erkekleriyle dans etmelerine göz yumulmaktadır. Sinema ve tiyatrolardaki kadınlara mahsus balkonlar ve localar erkeklere de açılmıştır. Tramvaylar ve trenlerde kadınlarla erkekleri ayıran perdeler de kaldırılmıştır ve yolcular artık karışık oturmaktadır.
74 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.