Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Birliği

Murat Atalay

Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Birliği Sözleri ve Alıntıları

Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Birliği sözleri ve alıntılarını, Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Birliği kitap alıntılarını, Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Birliği en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Efsaneye göre, Hazar Denizi yükseldiği zaman Türkler de canlanmak tadır. Hazar denizi kalıcı bir şekilde yükseldiğine göre (deniz yüzeyini kaplayan petrol artıkları buharlaşmayı engellemektedir) bu hareketlenme devam edecektir.
Tacikistan..
Kazakistan devlet başkanı Nursultan Nazarbayev 18 Şubat 2005 tarihinde parlamentoda yaptığı konuşmada: “… Orta Asya Devletlerinin Birliğini kurmayı teklif ediyorum.Kaza kistan, Özbekistan ve Kırgızistan arasındaki ebedi dostluk anlaşması böy le bir birliğin temelini oluşturmaya hizmet edebilir. Bölgenin diğer ülke lerini de bunun haricinde tutmuyorum. Hepimizin ortak ekonomik çıkarları, kültürel ve tarihi bağları, dili, dini, ekolojik problemleri ve dış tehditleri var.Avrupa Birliği’nin kurucu ları bu kadar benzerliği ancak hayal edebilirdi.Biz yakın ekonomik enteg rasyonu gerçekleştirmeli, ortak pazar ve ortak paraya geçmeliyiz. Orta Asya Birliğini gerçekleştirme yolunda ilk adımlar atılıyor. ” Gerçekleşmesi halinde Türkler için bir dönüm noktası olacak Birleşik Türkistan fikri artık devlet başkanları tarafından seslen diriliyor. Yalnız zaman içinde Truva atı rolü oynayarak bu projeyi sabote edebilecek Türk olmayan devlet ve grupların dışarıda tutulmasına dikkat edilmelidir. Biz Türkler fikir üretme, planlama ve geleceği kestirebilme konularında oldukça zayıfız. Yani Türk birliğini kurmak için çalışırken bilmeden başka bir gücün yazdığı senaryonun figüranı olabiliriz. Herkesi kardeş ilan etme şeklinde ortaya çıkan saflığımız siyasi zayıflıklarımızdan biridir. Tacikistan, Truva atı rolü oynamaya müsaittir.
Reklam
İkinci Dünya Savaşı sonrasında Hindistan batılılar tarafından tekrar keşfedildi. Hindistanın imajı iyice parlatıldı. Batılılar gözünde Hindistan, her derde çare bulan ermişlerin guruların, babaların,siddaların yaşadığı, sihirli bir memleket oldu çıktı, Esrar müptelaları, kendisine baba arayanlar, maceraperestler,kısa boylu esmer,sefil,fakir
Yalancılık artık bir bilim dalıdır.Bu sebepten modern yalancıların en tehlikelileri bazı akademisyenler ve aydınlardır (!) .
Sayfa 62 - BilgeoğuzKitabı okudu
Ortaçağ Karanlığı diye bir söz tutturdular.Bizim dimağımıza bunu yerleştirdiler.Ortaçağ karanlığı iddiası ilginçtir.Peki neden yaptılar bunu ? Ortaçağ 476-1453 yılları arasındaki zaman dilimidir.Bu zamanda Türkler en parlak dönemlerini yaşadılar.Anadolu yarımadasının kazanılmasının hangi çağda gerçekleştiğini düşünelim.1453 tarihi de bizler için sıradışı bir tarihtir.Fatih Sultan Mehmet zamanında Türklerin İstanbul'u Fethi ve doğudaki son Hristiyan devletin yıkılışı. İşte Ortaçağ bu.Kısacası ortaçağ , Türklerin değil, batılılar ve batı kuklalarının karanlık zamanıdır.Türk çocuğu kendini bil!
Sayfa 43 - BilgeoğuzKitabı okudu
Anadoluda ve çevresinde yaşayan Türkler için zaman uyanma, dü şünme, farkına varma ve karar verme zamanıdır.Sessiz işgal artık inkar edilmez bir gerçektir.Filistinliler, Boşnaklar,Iraklılılar gibi esaret altına düşme,katliama uğrama tehlikesi bizi bekliyor. Bizi düşman ordularının tehdidinden kim koruyacak? ... Türklüğümüzü hatırlayalım, ruhlanalım. Diğer Türklerle yakınlaşalım. Dünya haritasına baktığımızda üç büyük Türk devletini göreceğimiz günler uzak değildir. Batıda Türk Cumhuriyeti, merkezde Azerbaycan, Doğuda Türkistan.
Reklam
Amerikalılar dünyada, gençlik görüntüsü altında köksüzlük ve serserilik rüzgarları estirdi.
Türk kimliğinin sulandırılıp zayıflatılması neticesinde birbirleriyle çatışan bir sürü alt kimlik türemiştir. Bu alt kimliklerin büyük bir kısmı uydurmadır. Futbol takımı taraftarlığından, a okulu mezunları derneğine kadar bütün alt kimlikler görülmemiş bir şekilde abartılmaktadır. Her köşe başında gruplaşmalar mevcuttur. Maalesef Türk toplumunu saran bu hastalık her yere yayılmıştır. Devlet kurumları arasında bile hayra alamet olmayan sürtüşmelere rastlanmaktadır. Bu sevimsiz gelişmenin sebebi Türklük zeminine dayalı dayanışmanın ortadan kalkmaya başlamasıdır.
Dinamik, idealist fakat kimliksiz bir gençlik dış güçlerin de ilgisini çekmektedir.
Türk tarihinin devletler adı altında parçalara bölünmesinin milli psikoloji üzerindeki yıkıcı tesirini kimse düşünmüyor.Mazideki milli devamlılığa inanmayan kimsenin bugünkü milli devamlılıktan da ümit siz olacağı hesaba katılmıyor.Halbuki biraz mantık ve anlayış sahibi olanlar Türk tarihinin aralıksız bir bütün olduğunu kendiliğinden kavra yabilirler. ... Bu devamlar kesintisiz, aralıksız bir tarihin kadrosudur. Yani biz, biri yıkılıp biri kurulan ayrı ayrı devletlerin değil, bir bütün halinde sürüp gelen bir devletin milletiyiz. Bazen aynı zamanda birkaç hanedanın birden bulunup Türkelinin ayrı bölgelerinde hakimiyet kurması ve hatta bunların birbirleriyle çatışması bu kaidenin bozulduğunu göstermez. Bu durum Türk siyasi hakimiyet nazariyesinin, merkeziyetçi olmayan devlet telakkisinin icabından başka bir şey değildir. Çünkü, hiç olmazsa nazari halde bile, bu hanedanlardan bir tanesi ötekiler üzerinde hakimiyete maliktir.
Reklam
...öte yandan birilerinin sürekli "Güneydoğu fakir ve geri kalmış” diye bağırdığını gördü. Fakir olan sadece Güneydoğu değil Karadeniz, Doğu ve İç Anadolu idi. Ama buralarda kimse fakirliği terör nedeni yapmamıştı. Üstelik devletin yolladığı iş makineleri yakılıyor, okullar fabrikalar yakılıyor, bazıları Doğuda yatırım yapmak için aldıkları paralarla Akdeniz’de tatil köyleri inşa ediyorlardı. Bir yandan terör destekli siyaset öte yandan Kürt mafyasına tepki gelişiyor” … Ümit Özdağ. “Hitler’i kim okuyor-neden okuyor?” Akşam Gazetesi. 4 Mart 2005
Batılılar her yeni devletin kuruluşunda yeni bir huzursuzlu ğun da temelini atmışlardır.Belçika kurulurken yarı nüfusu Flaman lardan alınmış ve bugünkü sosyal rahatsızlık doğmuştur.Bu rahat sızlığın yarın kanlı gerilla hareketlerine döneceğinden kimsenin şüp hesi olmasın. Afrika zencilerine bağımsızlık verilirken de aynı prensiple hareket olunmuş, bu devletler etnik topluluklara göre değil, coğrafi sınırlara göre ayarlanmıştır.Bu yanlış ilk yemişlerini vermiştir.Yarın devletler arasında büyük savaşlar olacaktır. İrlanda’nın bağımsızlığı tanınırken adanın kuzeyindeki bir parça, aha lisi protestan olduğu bahanesiyle İngiltere’ye bağlı bırakılmış, ondan da bugünkü İRA çete savaşları doğmuştur. İngiltere Devleti birkaç bin İrlan dalı çeteciyle yıllardır uğraşır, başa çıkamaz ve boyuna kayıplar verir du rur.” Hüseyin Nihal Atsız. Ötüken, 15 Ağustos 1974 Sayı: 9 Birbirleriyle uyumsuz toplumların beraber yaşamaya zorlanması es ki bir sömürgeci stratejisidir.Bu uygulama sayesinde emperyal merkez ler rahatça hareket edebilmektedir.
Sovyetler Birliğinin kurulması ve Türkiye’nin batı kampına yakın laşması neticesinde Türk Birliği düşüncesi unutuldu. Ne kadar ileri gö rüşlü oldukları bugün bile tam olarak anlaşılamayan Zeki Velidi Togan ve Hüseyin Nihal Atsız gibi bir kaç idealist Türk milliyetçisi haricinde bu mesele kimseyi ilgilendirmiyordu. Zaten bu kişiler “çağdışı” “mace racı” ”hayalci” suçlamalarına hedef oldular. Türk birliği fikrini gerektiğinde Çarlık Rusyasına, Sovyetler Birli ği’ne, Rusya Federasyonuna, İrana veya Çin halk cumhuriyetine karşı koz olarak kullanmak isteyen batılı güçler ve yerli işbirlikçileri her zaman olmuştur. Ancak bu Türk milliyetçiliği değil yabancılara hizmet etmektir. Türklere karşı yapılan propaganda ise başlı başına bir araştırma konusudur. Bu propagandanın hedefi Türklerin yakınlaşmasını engel lemek, bu yakınlaşmayı mümkün olduğunca geciktirmektir. Bu Türkleri birbirinden uzaklaştırma siyaseti İran’dan Yunanistan’a, Çin’den Avru pa’ya kadar çok sayıda ülke tarafından takip edildi. Türk Cumhuriyetleri bağımsızlıklarını kazandıktan sonra hemen operasyon hızlandırıldı. Kelime oyunları başladı. İlk adım “Bunlar Türk değil, Türki Cumhuri yetlerdir” şeklinde oldu. Sonra “Türkçe konuşanlar”, “Türk dilli halklar” şeklinde açıklamalar yapıldı.Bazı kesimler tarafından çok ciddiye alınan bilim adamları da bu konudaki fikirlerini “Bizi sevmiyorlar” şeklinde özetlemiştir. Karalama kampanyası tutmamıştır.
En büyük motivasyon kaynaklarından biri din olduğuna göre bu kurum yıpratılmamalıdır.”İrtica ile mücadele ediyoruz” derken batının hazırladığı tuzağına düşülmemelidir. Türk Ordusuyla muhafazakar Türk nüfusunun arası bozulmamalıdır. Güneşli,sakin günlerde durum farklı olabilir.Fakat savaş tehlikesi kapımızı çaldığında gene Türk milliyet çiliğinden,İslamiyetten medet umacağız,Doğuştan asker bir millet oldu ğumuz,Alparslan,Fatih Sultan Mehmet gibi hükümdarların torunları olduğumuz söylenecek. Mehter marşları ile moral bulacağız.
Manidar..
1998 yılında PKK’yı destekleyen Suriye Türk siyasetçileri ve askerler tarafından uyarıldı ve askeri harekatla tehdit edildi.
22 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.