Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Birliği

Murat Atalay

Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Birliği Gönderileri

Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Birliği kitaplarını, Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Birliği sözleri ve alıntılarını, Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Birliği yazarlarını, Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Birliği yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Batılılar her yeni devletin kuruluşunda yeni bir huzursuzlu ğun da temelini atmışlardır.Belçika kurulurken yarı nüfusu Flaman lardan alınmış ve bugünkü sosyal rahatsızlık doğmuştur.Bu rahat sızlığın yarın kanlı gerilla hareketlerine döneceğinden kimsenin şüp hesi olmasın. Afrika zencilerine bağımsızlık verilirken de aynı prensiple hareket olunmuş, bu devletler etnik topluluklara göre değil, coğrafi sınırlara göre ayarlanmıştır.Bu yanlış ilk yemişlerini vermiştir.Yarın devletler arasında büyük savaşlar olacaktır. İrlanda’nın bağımsızlığı tanınırken adanın kuzeyindeki bir parça, aha lisi protestan olduğu bahanesiyle İngiltere’ye bağlı bırakılmış, ondan da bugünkü İRA çete savaşları doğmuştur. İngiltere Devleti birkaç bin İrlan dalı çeteciyle yıllardır uğraşır, başa çıkamaz ve boyuna kayıplar verir du rur.” Hüseyin Nihal Atsız. Ötüken, 15 Ağustos 1974 Sayı: 9 Birbirleriyle uyumsuz toplumların beraber yaşamaya zorlanması es ki bir sömürgeci stratejisidir.Bu uygulama sayesinde emperyal merkez ler rahatça hareket edebilmektedir.
Türklere garsonluğu, yabancılara hizmeti layık gören zihniyet..
Turizm sektörüne bakalım.1970’li yıllarda dağa taşa “Turist döviz, döviz refah getirir” yazılı pankartlar asılır, turist kafileleri folklor ekip leriyle karşılanırdı. Türklere garsonluğu, yabancılara hizmeti layık gören zihniyet, sık sık turizm seferberliği düzenlerdi. Haklı olarak ülkesinde yabancı görmek istemeyen Türk milletinin direnişini yumuşatmak için, bazı medya grupları devreye alındı. Cehaletin, umursamazlığın alameti, yanlışlıkları örtbas etmek için kullanılan ”Ne olacak?” “Bir şey olmaz” cümleleri her yerde imdada yetişiyordu. Turizmin çok karlı bir sektör olduğu, turizmin “Bacasız sanayi” şeklinde düşünülmesi gerektiği milyonlarca defa yazıldı, söylendi. Diğer sektörler, mesela denizcilik ve gemi yapımı, savaş sanayi veya elektronik böylesine bir destek görmemişti. Tarım ve hayvancılığın sözü bile edilmiyordu. 1980’lerden sonra turistler akın akın Türkiyeye gelme ye başladılar. Bıraktıkları dövizin miktarı arttı.
Reklam
İkinci Dünya Savaşı sonrasında Hindistan batılılar tarafından tekrar keşfedildi. Hindistanın imajı iyice parlatıldı. Batılılar gözünde Hindistan, her derde çare bulan ermişlerin guruların, babaların,siddaların yaşadığı, sihirli bir memleket oldu çıktı, Esrar müptelaları, kendisine baba arayanlar, maceraperestler,kısa boylu esmer,sefil,fakir
Dinamik, idealist fakat kimliksiz bir gençlik dış güçlerin de ilgisini çekmektedir.
Amerikalılar dünyada, gençlik görüntüsü altında köksüzlük ve serserilik rüzgarları estirdi.
"Fridtjof Nansen bu başarısından sonra 1922 Nobel Barış Ödülünü aldı. *Silah üreticisi bir firmanın barış ödülü vermesi biraz garip.* Olsun. Geri kalmış ülkelerde, konuşmaktan aciz köylü toplumlarında bunlara kimse dikkat etmez.Tanksavar roketleri,topuk parçalayan,ayak kopartan mayınların yanında Barış Ödülleri,Edebiyat Ödülleri verebilmek de her şirketin harcı değildir.Eziklik,zavallılık hastalığı iliklerine kadar işlemiş insanlar bu ödülleri ciddiye alabilir."
Reklam
"Hariciye Nazırlığı (Dışişleri Bakanlığı) makamında ise Gabriel Noradungyan vardı. 1912 yılında Osmanlı devletinin dışişlerinin başındaki adam olan Gabriel Noradungyan 1923 yılında Lausanne da, bir Ermeni delegesi olarak İsmet İnönü’den Ermenistan için toprak isteyecek tir.Askere alınan gayr-ı müslimler ise savaşta bozgunculuktan baş ka bir şey yapmadılar. Edirneye taaruz eden Bulgar kuvvetlerinin arasında çoğu Osmanlı vatandaşı ermenilerden kurulmuş bir tabur vardı.Bu tabu ra Şebinkarahisar doğumlu Antranik Toros Ozanyan komuta et mekteydi. Balkan bozgunu, günümüz Türkiyesinde pek bilinmez. Altı asırlık Türk topraklarının kaybı, bu facianın sorumluları yeterince araştırılma mıştır. Hele Balkanlı hristiyanlar, özellikle Bulgar-Makedonlar tarafın dan katledilen Türkler unutulmuştur. Bulgar ordularının, İstanbul kapıla rına dayanması her Türk’ün yüzünü kızartan sevimsiz bir hatıradır.Bal kan Türkleri bu travmadan kurtulamadılar. Akıncı geleneğinin varisleri, kendilerine güvenlerini büyük ölçüde kaybettiler. "
Yalancılık artık bir bilim dalıdır.Bu sebepten modern yalancıların en tehlikelileri bazı akademisyenler ve aydınlardır (!) .
Sayfa 62 - BilgeoğuzKitabı okudu
Ortaçağ Karanlığı diye bir söz tutturdular.Bizim dimağımıza bunu yerleştirdiler.Ortaçağ karanlığı iddiası ilginçtir.Peki neden yaptılar bunu ? Ortaçağ 476-1453 yılları arasındaki zaman dilimidir.Bu zamanda Türkler en parlak dönemlerini yaşadılar.Anadolu yarımadasının kazanılmasının hangi çağda gerçekleştiğini düşünelim.1453 tarihi de bizler için sıradışı bir tarihtir.Fatih Sultan Mehmet zamanında Türklerin İstanbul'u Fethi ve doğudaki son Hristiyan devletin yıkılışı. İşte Ortaçağ bu.Kısacası ortaçağ , Türklerin değil, batılılar ve batı kuklalarının karanlık zamanıdır.Türk çocuğu kendini bil!
Sayfa 43 - BilgeoğuzKitabı okudu
24 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.