Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türkiye’de Felsefenin Gerçekliği Ve Eleştirisi

Ayhan Bıçak

Türkiye’de Felsefenin Gerçekliği Ve Eleştirisi Gönderileri

Türkiye’de Felsefenin Gerçekliği Ve Eleştirisi kitaplarını, Türkiye’de Felsefenin Gerçekliği Ve Eleştirisi sözleri ve alıntılarını, Türkiye’de Felsefenin Gerçekliği Ve Eleştirisi yazarlarını, Türkiye’de Felsefenin Gerçekliği Ve Eleştirisi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Şüphe, eleştiri ve tartışma üçlüsü, bilgi ve düşüncelerdeki derinliğin, yüksekliğin, genişliğin, ufkun, birikimin, başarılarının, güvenilirliklerinin iç içe geçen ve birlikte çalışan yollarıdır.
Reklam
Felsefe eğitiminin gerçek yararı verdiği bilgi birikimi değil, öğrenciye sağladığı düşünüş biçimidir.
Kendisi araştırma yapmayan bir öğretmen öğrenciye bağımsız düşünceyi aşılayamaz.
Bir zannın "kesin bilgi" olmadığını fark edebilmek gayet selim bir düşünme gücüne bağlıdır.
Şüphe, zihnin ürettiklerini çözümleme ihtiyacını ortaya çıkaran duygu durumudur.
Reklam
İnsan/insanlık evrendeki konumunu bilgelik ve felsefe temelli olmak üzere birbirlerinden çok farklı iki evren tasavvuruyla açıklamıştır.
Felsefeciler felsefe yapmanın ne demek olduğu, felsefenin hangi sorunlar bağlamında geliştiği, hangi amaçlar için nasıl kullanılacağı konularında alt yapı oluşturacak araştırmalar yayınlamamışlardır. Bir kesim, İslam medeniyeti geleneğini hayali olarak sürdürmek için içlerine kapanıp toplumsal sorunları derinlikli ve geniş çerçeveli tartışmaktan uzak durmaktadır. Diğer kesim, felsefeci kimliğine sahip olduklarından her şeyi bildikleri sanısıyla Batılı düşünürlerin düşüncelerini tanıtarak araştırma alanının problemlerini temellendirdikleri ve toplumsal sorunlar hakkında çözüm modelleri geliştirdikleri duygusunu yaşamaktadırlar. Felsefeci, felsefede yerine getirmesi gereken sorumlulukların felsefe kimliğinde içkin bir sihirle yerine getirildiği sanısını yaşayıp kendisiyle ilgili sorunları araştırmamaktadır. Her iki kesim de geçmiş filozofların peşinde giden doktora öğrencisi seviyesinde çırak kalmayı erdem kabul ettikleri izlenimini vermektedir. Böylelikle felsefe yapma sorumluluğundan ve zahmetinden kurtulmuşlardır.