Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Cilt 1: 1908-1980

Türkiye'de Sınıf Mücadeleleri

Sungur Savran

Türkiye'de Sınıf Mücadeleleri Sözleri ve Alıntıları

Türkiye'de Sınıf Mücadeleleri sözleri ve alıntılarını, Türkiye'de Sınıf Mücadeleleri kitap alıntılarını, Türkiye'de Sınıf Mücadeleleri en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Türkiye'de yaygın olarak kabul gören bir kanının aksine, " burjuva demokratik devrim" kategorisi evrensel değildir. Yani kapitalizm öncesi toplumdan kapitalizme geçişteki bütün devrimci dönüşümler demokratik bir nitelik taşımaz. Burjuva devrimleri bir ilk aşamada kitleleri seferber edebildiği için demokratik bir boyut taşımıştır ama on dokuzuncu yüzyılın ortasından itibaren bu demokratik boyut artan bir ölçüde geri plana düşmüş, demokratik olmayan burjuva devrimleri dizisi tarih sahnesine çıkmıştır.
en özgül yönüyle kemalizm, kürt ulusunun bütün haklarının ayaklar altına alınması, özgürlük mücadelesinin kitlesel katliamları içeren bir şiddetle bastırılması demekti ve bu yüzden gericiydi. buna bağlı olarak, kürt ulusunun varlığını yadsımak ve türkçülüğü yüceltmek amacıyla geliştirilmiş olan "güneş-dil teorisi" ve benzerlerinde cisimleşen ırkçı bir milliyetçiliğin takipçisi olduğu için gericiydi.
Sayfa 41 - yordamKitabı okudu
Reklam
1908 jön türk devrimi osmanlı imparatorluğu'nu iliklerine kadar sarsan ama deviremeyen ilk burjuva devrimidir.
Sayfa 64 - yordamKitabı okudu
arap devriminden wall street işgal hareketine, yunanistan ve ispanya'dan brezilya'ya kadar bir çok ülkede ortaya çıkan eylemler sınıf mücadelelerini getirip toplumsal muhalefetin gündeminin yeniden merkezine koymuştur.
Sayfa 12 - yordamKitabı okudu
Burjuvazinin bürokrasiyi satın almasının bir başka biçimi ise yolsuzluktur. Yolsuzluğu basit bir ahlaksızlık sorununa indirgeyen bütün görüşler bilimsellikten uzaktır. Yolsuzluk -burjuvazi içi rekabette oynadığı rolü bu yazının konusu dışında kaldığı için bir kenara bırakırsak- bürokrasinin burjuva toplumuyla bütünleştirilmesinin ana mekanizmasıdır. Devlet bürokrasisinin bütün alanlarında ve kademelerinde, bürokrat için, burjuva sınıf toplumunun nimetlerinden yararlanmanın sistematik yolu yolsuzluktur. Bu aynı zamanda bürokratın temel gelir kategorisi olan ücret biçiminin önemini silikleştiren bir mekanizmadır. Bürokratların çoğunluğu için aldıkları maaş bir asgari gelir dir. Esas hayat tarzlarını belirleyen, üst sınıflara benzer bir tüketim kalıbına ve hayat tarzına geçmelerini sağlayan, onlarla kaynaşmalarını mümkün kılan yolsuzluktur.
1856 da yabancı sermaye tarafından kurulan Osmanlı bankası, 1862 yılında ülkenin merkez bankası rolünü üstlenir. Böylece ulusal paranın yönetimi dış güçlere devredilmekte, yarı-sömürge statüsüne doğru büyük bir adım atılmaktadır. Süreç, 1854 te başlayan dış borçlanmanın yarattığı bunalım sonucunda Osmanlı maliyesinin yönetiminin yabancı devlet temsilcilerinden oluşan bir idareye, Düyun-u Umumiye'ye devredilmesiyle tamamlanır. Artık Osmanlı kelimenin arı anlamıyla bir yarı- sömürge haline gelmiştir.
Reklam
aydınların modernlik yarışı ve bireycilik
artık sınıf değil birey, mücadele değil uzlaşma, aydınların modernlik yarışında tanıtım kartları niteliğini taşıyor.
Sayfa 39 - yordamKitabı okudu
Bir toplumun yaşamındaki her altüst oluş bir toplumsal hareketin her büyük yenilgisi, tarihin yeniden düşünülmesine ve yazılmasına yol açar. Maddi yaşamın ve toplumsal mücadelelerin bilinç üzerindeki belirleciliginin en belirgin kanıtlarından biridir bu durum.
Devlet toplumdan ayrılmış olmakla birlikte bağımsız olmayan bir ilişkiler alanı ve aygıttır. Bölünmüş bir toplumun devleti de toplum karşısında tarafsız olamaz. Toplumun içindeki kavgalar bir siyasal bunalımla sonuçlandığında devlet de bu bunalıma varolan sosyoekonomik formasyonun korunması yolunda müdahalede bulunacaktır. Bu ise, kaçınılmaz olarak, bu formasyonun hâkim sınıflarından yana, tâbi sınıflarının karşısında olacaktır.
Tepeden devrim, eski düzenin hakim sınıflarıyla yükselen burjuvazi arasında bir uzlasmaya dayanır. Böylece bir yandan devletin varlığının kitlesel ayaklanma tehlikesine karşı korunması, bir yandan da toplumun dönüştürülmesi sağlanmış olur.
Reklam
Proletaryanın tanımlamasına girerken önce çok yaygın bir ön yargıya karşı bir uyarıda bulunmak gerekiyor. Proletarya hiçbir biçimde sanayi işçilerinden ibaret bir kavram değildir.
24 Ocak ile 12 Eylül’ün birbiriyle bağlantı içinde olan iki tarihsel olgu olduğu açıktır. Ama bu ilişki bir neden-sonuç ilişkisi olarak konulamaz. İkisinin arasındaki çok basit çok daha ince, çok daha derin bir bağdır. Hem 24 Ocak hem de 12 Eylül Türkiye’de sermaye birikiminin ulaştığı somut evrede ve bu evrenin somut tıkanıklıkları karşısında, sermayenin, önündeki engelleri aşmak için yaptığı atılımın birer ürünüdür. Her ikisi de aynı nedenini sonuçlarıdır yani.
DP’nin sınıfsal doğası bir “halk hareketi” olarak nitelenmesine kesinlikle izin vermez. DP/AP geleneği, köylülüğün burjuvazinin hegemonyası (Gramsci) ya da yöneticiliği (Lenin) altına girişinin siyasal dolayımıdır.
kemalist devrimi doğru değerlendirebilmenin yolu, bu devrimin jön türk devriminin mirasçısı olduğunu kavramaktan geçer.
Sayfa 107 - yordamKitabı okudu
1919-23'ü ne tepeden devrimin, ne de pasif devrimin tipik bir örneği olarak nitelemek olanaklı görünüyor.
Sayfa 102Kitabı okudu
65 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.