Türkiye'nin 1960'lı Yılları
Mete K. KaynarTürkiye'nin 1960'lı Yılları Quotes
You can find Türkiye'nin 1960'lı Yılları quotes, Türkiye'nin 1960'lı Yılları book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Şubat 1965'te Arap ülkelerinden Türkiye'ye okumak üzere gelen öğrencilerin sayısı 2000'i aşar. Bu durum, özellikle Ortadoğu ülkelerinden gelenlerle birlikte üniversite gençliğinin bölge ve dünya siyasetine ilişkin farkındalıklarını arttırır. Yabancı öğrenciler arasında bulunan çok sayıda Filistinli öğrenci ile Türkiye'deki üniversite gençliği arasındaki etkileşim,özellikle 1967 Arap-İsrail Savaşı'nın da etkisiyle, kendine özgü sonuçlar yaratarak gerek Türkiye siyasetini gerekse Türkiye'nin ABD ve İsrail gibi ülkelerle ilişkilerini etkileyen dinamikleri açığa çıkarır.
Sayfa 219Kitabı okudu
Sahnenin perdesi Ocak 1968'de Tet saldırısıyla Vietnam'da açılmıştı. Vietnam'da sömürge savaşları'nın en fecisi, en gaddarı, en insafsızı hüküm sürüyordu. ABD, Vietnam'ın içinde bulunduğu Çin Hindi bölgesinde (Güney Vietnam, Kuzey Vietnam, Laos ve Kamboçya) sekiz milyon tondan daha fazla napalm bombası yağdırmıştı. Napalm bombası, insan bedenine yapışıp onu kemiğine kadar yakmak üzerine tasarlanmış pelte kıvamındaki benzindi ve Vietnam Savaşı'nda beş milyon insanın canını almıştı. Lakin Vietnamlılar inanılmaz bir biçimde direndiler. Fakirlerdi; tüfekleri ıskartaya çıkmıştı belki, ama elleriyle yaptıkları bombalar, bubi tuzaklarıyla sonuna kadar savaştılar. Sonunda, köylü gerillalardan oluşan halk ordusu, topyekûn savaşta ABD emperyalizmini perişan edecekti.
Sayfa 318Kitabı okudu
Milliyetçi-mukaddesatçı topağın belli başlı iki ortak zemininden biri, 1963'te -yeniden-kurulan " Komünizmle Mücadele Derneği" idi. 1965'te ülke çapında 110 şubeye ulaşan dernekler, marazî ve paranoid denilebilecek bir anti-komünizmden öte bir fikri zahmete girmediler. Bu zeminde, başta TİP olmak üzere sol gruplara, toplantılara karşı linçli bir saldırganlık örgütlendi.
Sayfa 297Kitabı okudu
ABD den alınan askeri malzemelerinin yedek parçaları ve bakımı ancak yine bu ülkeden sağlandığı için kısa süre sonra yardımlardan daha büyük bir miktar bu ülkeye verilecektir. Abd'den toplamda 100 milyon dolar yardım veya askeri malzeme alan Türkiye, neredeyse her yıl 140 milyon dolardan fazla bir meblağı bu malzemelerin bakım ve onarımı için bu ülkeye vermiştir. Sonuç olarak Türkiye askeri ve ekonomik olarak dışa bağımlı hale gelecek, bunun temeli ise Truman Doktrini ile atılacaktır.
Sayfa 547Kitabı okudu
Gümüşpala, parti genel sekreteri emekli albay Şinasi Osma ile birlikte 17 Eylül günü MBK'ye giderek Menderes'in idam cezasının infaz edilmemesini, zira AP teşkilatının ayakta olduğunu söylemişti. İdam edilenlerin kahraman olacaklarını, karardan hiçbir şekilde dönülemiyorsa gerekirse idamdan ziyade ölüm süsü vermelerini dahi teklif etmişlerdi.
Sayfa 496Kitabı okudu
İsyan, devrim, başkaldırı kavramları, Türkiye'ye hiç de sanılacağı gibi sosyalist bloktan, Varşova paktı çevrelerinden yayılıp da gelmedi; aksine, bizzat kapitalist NATO ülkeleri içerisinde mayalandı. ABD ve Avrupa gençliği içerisinde mayalanan bu düşünceler, tüm dünyayı, en fazla da yine kapitalist blok içerisindeki ülke toplumlarını ve tabii ki Türkiye'yi derinden etkiledi.
Sayfa 57Kitabı okudu
Ekim 1967'de liselere din dersi konulur. 1968'de Ankara İlahiyat Fakültesi'nde Hatice Babacan, başörtüsü takma kararında sebat etmesi üzerine fakülteden uzaklaştırılır.
Sayfa 602Kitabı okudu
Mark Kurlansky'nin 1968, Dünyayı Sarsan Yıl kitabında da ifade ettiği gibi, 1968'i kendine özgü kılan taraf, insanların birbirinden çok ayrı meseleler için ayaklanmalarına karşın, başkaldırı arzularının, bunu nasıl yapacaklarına dair fikirlerinin ortak olması, kurulu düzene yabancılaşmaları ve her türlü otoriteye karşı derin bir nefret duymalarıdır.
Sayfa 1073Kitabı okudu
Yassıada Yargılamaları
Hatta daha da ilginç bir örnek, Menderes'in 27 Mayıs'ın yıl dönümünde ada komutanlarına tebrik mesajı göndermesidir.
Sayfa 125Kitabı okudu
Daha önce ithâl edilen bir malı ülke içinde üretmeye başlayan bir sanayici, o malın ithalatının yasaklanmasını talep edebiliyor, yetkili kurum da arz talep dengesini gözeterek, o malın ithalatını ya tamamen yasaklıyor ya da kotaya tabi tutuyordu.
Sayfa 183 - Altmışlı Yıllarda Türkiye EkonomisiKitabı okudu