Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

50 Yılı Geride Bırakan Türkiye-AB İlişkilerine Yeniden Bakış ve Üyeliğin Yolu

Türkiye'nin AB Üyeliği için Umut Var mı?

Sertaç Aktan

Türkiye'nin AB Üyeliği için Umut Var mı? Gönderileri

Türkiye'nin AB Üyeliği için Umut Var mı? kitaplarını, Türkiye'nin AB Üyeliği için Umut Var mı? sözleri ve alıntılarını, Türkiye'nin AB Üyeliği için Umut Var mı? yazarlarını, Türkiye'nin AB Üyeliği için Umut Var mı? yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
1999-2004 arası Türkiye ekonomisinin dibi gördüğü ve topar ve o yıllar süresince AB hedefi , Türkiye'de lanmaya çalıştığı yıllardı her anlamda el üstünde tutuldu . 2004-2010 arası ise müzakerlerin yapıldığı , az da olsa fasılların açıldığı Türkiye'nin mali disiplini ve ekonomik göstergelerinin olumlu seyrettiği yıllardı . Bu süreçte Tür kiye'nin AB'ye olduğu kadar , AB'nin de Türkiye'ye ihtiyacı olduğu düşüncesi güç kazandı . 2010-2012 arası ise büyüme rakamlarının arttığı ve yaptığı yatırımlar , dış politika hamleleri ama daha ziyade , ekonomik kazanımlarıyla Türkiye'de önemli bir kesimin , AB'nin Türkiye'ye olan ihtiyacının daha fazla olduğuna inanmaya başladığı yıllar oldu . Örneğin Davutoğlu Dışişleri Bakanı iken , 12 Kasım 2012 tari hinde , İtalya - Türkiye Forumu'na katılmak üzere gittiği Roma'da şu cümleyi kuruyordu : " Türkiye Avrupa'nın hep bir parçası oldu ve olmaya devam ede cek ancak Türkiye'nin AB'ye olan ihtiyacı on sene önceki kadar mi dır ? Hayır " 2013 yılında bu inanç , artık tartışılmaz bir veri halinde birçok yetkili tarafından açıkça dillendiriliyordu . Örneğin dönemin Eko nomi Bakanı Zafer Çağlayan , 23 Nisan 2013'teki Brüksel ziyareti si rasında , Gümrük Birliği ve üyelik sürecine ilişkin sorduğum soruya : " Şunu açık söylüyorum ki Türkiye'nin AB'ye ihtiyacı yok ama AB'nin çok şiddetli şekilde Türkiye'ye ihtiyacı var . Bugün ekonomi si adeta göçmüş bir birlikten bahsediyoruz . Artık onların bize yal varması gereken bir dönemdeyiz "
Aslında, bizdeki "anti - semitizm" bile Batı'dan gelmedir. Doğulu milletler Yahudisiyle, İranlısıyla, Arabı ve Türküyle iç içe yaşamıştır. Yahudilere eziyet eden , onları topraklarından kovan daima Ruslar , İspanyollar, Yunanlılar ve Almanlar gibi batılı milletler olmuştur.
Reklam
Tarih te ki ilk yahudi devlet?
Ancak Türkler, tüm kavimleri ile birlikte aynı anda topyekün Müslüman olmadı. Örneğin 7. yy. da kurulan ve yaklaşık 500 yıllık ömrü ile Osmanlı'dan sonra yaşamış en uzun Türk Devleti olan Hazar Türk İmparatorluğu , 8. yy.da resmen Yahudiliği seçmişti ve tüm soylu aileler yahudi idi. Bugün Cumhurbaşkanlığı armasındaki yıldızlardan biriyle simgelenen bu imparatorluk, dağıldığı 13. yy' a kadar da Yahudi olarak kaldı. Yani tarihteki ilk Yahudi devlet İsrail değil bir Türk devletiydi!
Sağ - Sol nereden geliyormuş?
Fransız Devrimi sonrasında 1792'de ilan edilen cumhuriyet ile millet meclisinde ilk kez taraflar, görüşleri bazında ayrılarak birbirleriyle yönetim için fikir mücadelesine giriyordu. Tartışmaların yapılacağı ilk meclis toplantısında, 'ılımlılar' odanın sağında, 'aşırıcılar' ise odanın sol tarafında oturdular. Bugün hala siyasette kullandığımız "sol" ve "sağ" deyişi, Fransa'da ki o toplantıya dayanır.
Sayfa 64
Tek bir hükümdar veya diktatörün hakim olmadığı, ekonomik ve askeri güç merkezlerinin çeşitliliği ile belli oranda dinsel düşmanlıkların da yaşandığı kıtada(Avrupa), politik merkezileşme ihtimali hep çok düşük oldu. Bu sayede fikri rekabet ve gelişim hiç durmadı.
Sayfa 57