Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türkiye'nin Linç Rejimi

Tanıl Bora

Türkiye'nin Linç Rejimi Gönderileri

Türkiye'nin Linç Rejimi kitaplarını, Türkiye'nin Linç Rejimi sözleri ve alıntılarını, Türkiye'nin Linç Rejimi yazarlarını, Türkiye'nin Linç Rejimi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
" Milli öfkeyi" seferber edip bir noktada kontrol altına almak; bir linç potansiyeli oluşturup 'bir noktada' veya ara ara bunu gemlemek; faşizmin sarkacıdır.
6/7 Eylül olayları yargılamaları, Türkiye tarihinde linç meşruiyetinin resmen - hukuken sorgulandığı tek- veya, en önemli- uğrak olmuştur. Ne var ki bu sorgulama da askeri darbeyle devrilen iktidarı suçlandırma kaygısının gölgesinde kalmış, kalıcı bir kazanıma dönüşememiştir.
Reklam
Karl Marx'ın ünlü sözünü (Grundrisse) hatırlarsak: Maymunun anatomisinin anahtarı insanınki ise, Nazi deneyimine de faşizmin belirtilerini ve ânlarını/uğraklarını fark etmemize ve çözümlememize yardımcı olacak anatomi atlası olarak bakabiliriz.
“Linç ve linç rejimi hukuksal düzeyde suç olmaktan öte, medeniyet kaybıdır. Millet olma bilincinin pekişmesine sevinenler arasında toplum olma ve insan olma bilincinin erimesinden rahatsız olan çıkar mı?”
Linç sözcüğünün olur olmaz kullanımının, 'gerçek' linçle ilgili duyarlılığı düşürücü etkisini de fark etmek zorundayız.
Nazi tecrübesiyle olan zelil benzerliğe de neo-liberal güvenlik devletinin analizine de 'muhtaç' olmaksızın, lincin barbarlık sayılmadığı bir politik gelenekle yüz yüzeyiz.
Reklam
Linç, kalabalığın azlığı çiğnemesidir -bazen, tek birisini. Korunmasız, çaresiz durumdakine saldırmaktır. Köşeye kıstırılmış, kuşatılmış olana çullanmak.. Yerdekine bir tekme savurmak.. Bireysel sorumluluk üstlenmeden, kalabalığın koynuna sığınmış, 'anonim' bir cürmün gölgesine saklanarak..
Linç, modern bir sözcük. Amerikan iç savaşından sonra ırkçı Ku Klux Klan gruplarının, siyahlara uyguladığı şiddeti tanımlamak üzere kullanıldı ve yerleşti. Ki Ku Klux Klan marjinal bir hücre değil, "işinde gücünde, sıradan yurttaşların" mensup olduğu binlerce kişiye yayılmış bir örgütlenmeydi. Dolayısıyla, kitlesel bir kabul gören, diyebiliriz ki belirli bir toplumsal meşruiyete yaslanan bir pratikti.
199 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.