Türkiye'nin Linç Rejimi

Tanıl Bora

En Eski Türkiye'nin Linç Rejimi Gönderileri

En Eski Türkiye'nin Linç Rejimi kitaplarını, en eski Türkiye'nin Linç Rejimi sözleri ve alıntılarını, en eski Türkiye'nin Linç Rejimi yazarlarını, en eski Türkiye'nin Linç Rejimi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Lincin insanı dehşete düşüren, düşürmesi gereken yanı budur. İnsan topluluklarının güruhlaşması... Av güruhuna benzemesi... Barbarlaşması... İnsanlıktan çıkması... Linç, en aşikar medeniyet kaybıdır. Lincin sıradanlaştığı, kolektif bir utanç yaratmadığı bir toplum, toplum olma vasfını yitiriyor demektir.
Sayfa 11 - BirikimKitabı okudu
Linç, modern bir sözcük. Amerikan iç savaşından sonra ırkçı Ku Klux Klan gruplarının, siyahlara uyguladığı şiddeti tanımlamak üzere kullanıldı ve yerleşti. Ki Ku Klux Klan marjinal bir hücre değil, “işinde gücünde, sıradan yurttaşların” mensup olduğu binlerce kişiye yayılmış bir örgütlenmeydi. Dolayısıyla, kitlesel bir kabul gören, diyebiliriz ki belirli bir toplumsal meşruiyete yaslanan bir pratikti.
Sayfa 8 - BirikimKitabı okudu
Reklam
Linç Kavramının Sıradanlaşması
Özel hayatıyla ilgili “iftiralara” maruz kalan manken veya dizi oyuncusu, medyanın itibardan düşürdüğü herhangi bir kamusal şahsiyet, “linç edildiğini”, “yargısız infaza kurban gittiğini” söyleyerek tepki gösteriyor. Haksızlığa uğradığını, adaletsizliğe maruz kaldığını söyleyen meşhur egolar, ‘gerçek’ linçlerin kurbanlarına çok zaman nasip olmayan bir duygudaşlıkla karşılanabiliyorlar. Galiba, linç kavramının ‘gerçek’ bir infial konusu olmamasının bir işaretidir bu.
Sayfa 10 - BirikimKitabı okudu
Nihal Atsız ve Linç Sevicilik
Türkçülüğün öncü düşünürü ve Türk faşizminin en tutarlı ideoloğu Nihal Atsız, 1963’te yazdığı bir mektupta “Polatlı civarında iki Alman turiste yapılan canavarlık” hakkındaki bir gazete haberine değinir ve şöyle hayıflanır: “Doğrusunu istersen, bu olayda millî bir utanç ve rezalet var. Bu utanç ancak bu iki canavarın halk tarafında linç edilmesiyle temizlenebilir ama o haysiyet, o şuur, o kan, o gayret nerede?” Sanki medenî cesaret kavramını tersine çeviren bir eda vardır bu serzenişte. Toplum (daha doğrusu millet) olma vasfı, “şerefini” kanla temizlemeye hazır olma pervasızlığıyla sınanır. Faşist ahlâk, millî-toplumsallığın hayatiyetini, kandaş ilkel topluluğun güdü ekonomisini canlandırmakta bulur.
Sayfa 12 - BirikimKitabı okudu
Günah Keçisi Aramak
Öfkeli sloganlarla ajite olmuş vaziyette akan bir kitle, çokluk/çoğunluk olmanın verdiği güç duygusuyla, hele “sabrımız taştı” haklılığıyla hukukî ya da başka ‘sosyal’ kontrollerden azâde olduğunu hisseder hale gelmişse, korkutucu bir kolaylıkla bir linç güruhuna dönüşebilir. Kendine kurban bakınır hale gelebilir. Küçük bir yanlış anlama, bir işaret, kimden geldiği bilinmeyen bir emir - ve vururlar “abalı”ya. Zaten faşizmin “kitle”yle buluşmasını sağlayan bir ilkel güdüdür bu: Günah keçisi aramak! Beşerî sorunlar karmaşıktır, baş etmesi zor hatta kısa zamanda halledilemeyecek yanları da vardır, en önemlisi kendimizle ilgili yanları vardır; oysa günah keçisi, bütün sorumluluğun üzerine yıkılabileceği bir hedeftir. Günahı ona yükleyerek, onu ortadan kaldırarak, her şeyi halledebileceğinizi sanırsınız.
Sayfa 34 - BirikimKitabı okudu
Mukayeseli Linç Etüdleri (Nazi Almanyası - Türkiye)
Emniyet yetkilileri, Yahudilere yönelik bazen birkaç gün süren, benzer seyir izleyen ve ardı arkası kesilmeyen saldırıları rapor ederken sistemli olarak “Einzelaktionen” adlandırmasını kullanıyorlar. Türkçesi: Münferit eylemler! Polis, saldırıya uğrayanları sistemli olarak “Schutzhaft”a alıyor. Bunu da tanıyoruz: Koruma amaçlı gözaltı. Saldırganlarla ilgili ise ilke olarak herhangi bir gözaltı uygulaması yapılmıyor.
Sayfa 47 - BirikimKitabı okudu
Reklam
152 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.