Destanlar, Efsaneler, Menkıbeler

Türklerin Hz. Ali'si

Sadullah Gülten

Türklerin Hz. Ali'si Gönderileri

Türklerin Hz. Ali'si kitaplarını, Türklerin Hz. Ali'si sözleri ve alıntılarını, Türklerin Hz. Ali'si yazarlarını, Türklerin Hz. Ali'si yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Turna kuşu...
Pir Sultan'ın deyişinde geçen ve Hz. Ali'nin simgesi olan turna, Türklerin kutsal gördüğü kuşlar arasında olup Gök Tanrı inancıyla yakından alakalıdır. Göklerin özgürlük sevdalıları olarak bilinen turnanın Gök Tanrı'yı temsil ettiğine inanılır ve böylece turnaya kutsal bir kimlik yüklenir. Hz. Ali'nin Gök Tanrı'nın yerini almasıyla, Gök Tanrı'nın temsilcisi olan turnanın Hz. Ali'yle özdeşleştirilmesi sağlanmıştır. Nitekim Anadolu efsanelerinde turnanın sesini Hz. Ali'den aldığına inanılır ki, bu husus deyişlerde de sık sık dile getirilir. Ayrıca cemlerin önemli bir ritüeli olan semahlar arasında da turna semahının özel bir yeri vardır. Turna semahı turnanın uçuşuna benzer.
DERSİM ރ
Tunceli'de ayın ilk doğuşu sevinç ve heyecanla karşılanır Güneşin doğuşu ile yeryüzünde beliren aydınlığı Hz. Ali'nin yüzünün nuru olarak kabul edip, aya bakarak dua ederler Diğer bir inanışa göre güneş Hz. Ali'nin şehit edildiği zaman kalp şeklini almıştır. Kars bölgesindeki Alevilere göre güneş Hz. Muhammed, ay ise Hz. Ali veya güneş Hz. Ali, ay da Hz. Muhammed'dir. Erzincan'ın Kiştim Köyü'nde güneşin doğuşu sırasında ışıkların vurduğu büyük taşlara saygı gösterilir ve buralar kutsal kabul edilir. Bu inancın kökeninde Hz. Ali'nin öldürüldükten sonra güneşe çekildiğine dair inanç yatar. Sivas taraflarında yaşayan Alevilerden bazıları, güneşe saygı gösterirken, güneşin göğe yükselmiş Ali olduğuna inanırlar. Tahtacı Alevileri ise yeni ay doğduğu zaman aya doğru yönelerek "Ya Allah! Ya Muhammed! Ya Ali!" diyerek niyaz ederler.
Reklam
BEKTAŞİ
Anadolu'ya ilk Türk akınlarıyla birlikte gelmeye başlayan dervişler, 1240 yılında Selçuklu düzeninden hoşnut olmayan Türkmenlerin desteğiyle Babaî İsyanı'nı organize ederler. Pek çoğu savaş meydanında can verirken, isyandan kurtulanlardan bazıları Anadolu'nun muhtelif yerlerine, en çok da Osmanlı topraklarına dağılarak Abdalan-ı Rum adı altında görüşlerini yayarlar. Abdalan-ı Rum zümresi, Hacı Bektaş Veli'den sonra eski Türk inançlarının üzerine birtakım Hurûfi ve Şii unsurları da bünyesi-ne katarak Bektaşi adını almıştır.
Eski inançlara bağlılık, şehirlerden ve eğitim kurumlarından uzaklık gibi nedenlerden ötürü, özellikle konar-göçerler arasında varlığını bütün gücüyle sürdürmüştür. Bu durumun temel nedenlerinden biri, onlar arasında faål olan ve eski Türk inançlarını İslami bir cila altında yaşatan Yesevi, Kalenderi, Haydariî ve Vefai gibi tarikatlara bağlı şeyh ve dervişlerdir. Abdal, ata, dede ve baba unvanlarını taşıyan bu şeyhler, göçebe Türklere yeni dini tebliğ ederken, eski şamanlarını çağrıştıracak bir üslupla yaklaşmışlardır. Böylece her derde deva bulan, gaipten haber veren şamanların yerini Müslüman şeyhler ve dervişler almış ve onlara dar şeriat kaideleri içinde değil geniş ve yumuşak bir ruh ve mâna ile İslamiyet'i anlatmışlardır.
Yas matemi
Kerbela olayı, Hz. Ali'yi merkeze alan inançların ortaya çıkmasını hızlandırır. Özellikle siyasi, sosyal ve dini sonuçları itibariyle Türk tarihinin önemli bir parçasını oluşturan Kızılbaşlığın ortaya çıkması ve gelişmesinde Kerbela yası ve intikamı önemli bir yer tutar. Kızılbaşlığın en önemli unsurları arasında Kerbela şehitlerine bağlılık ve Muharrem matemi vardır.
Hz. Ali'nin askerleriyiz!
Muaviye, Hz. Ali'nin ölümünden sonra toplumun çoğunluğu tarafından sevilen ve saygı duyulan Ali imajını yok etmek için harekete geçer. İslamiyet öncesine dayanan Emevi-Haşimi çekişmesi iyice kızışır. Hz. Ali taraftarlarına karşı başlatılan baskılar Muaviye'den sonra, oğlu Yezid zamanında şiddetlenerek artar ve bu durum Emevi hanedanlığının yıkılmasına kadar sürer. Özellikle Hz. Hüseyin'in Kerbelada şehit edilmesinden sonra Hz. Ali taraftarlığı yerini Hz. Ali hayranlığına bırakır.
Reklam
89 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.