Şimdi... Öncelikle şunu söyliyim, hiç bir kitabı 1,2 hafta geçmeden tam anlatamıyorum. Onun iyice bi kafama yatması lazım içime sinmesi lazım. 1 hafta kadar bi hazmetme sürecim var. Ama bu kitap da öyle bi zamana ihtiyaç duymadım. Halide Edib öylesine sade öylesine yalın öylesine basit bir dil kullanmış ki anlatılmak isteneni doğrudan ve en anlaşılır şekilde anlatıyor. Tabi olayların içinden birinin bunları doğrudan kendi gözünden kulağından ağzından ve o an ki durumda hissettiklerinden duygularından birebir aktarınca kısa süreliğine kendini 1920 nin Ankarasında bulabilirsiniz. Onun yürüdüğü karanlık engebeli ve dondurucu soğuğun olduğu o taşlı dar köy yollarından sanki biz de geçiyoruz. Ve bi an durup yüreğimizi sıkıştırıyor. Gözlerin doluyo. Sonra devam ederim deyip kitabı bırakıyorsun ama aklın orada kalıyor.️ İşte Halide Edib yıllar sonra bile Anadolunun bağrında yanan o tutkulu kurtuluş ateşini her defasında içlerimizde yeniden yakıyor. Tüm dünya ya ders niteliğinde ve biz Türklere örnek niteliğinde paha biçilmez Tarih eserlerinden biri bana göre. Türk kadınlarının gurur kaynağı, Türk erkeklerinin se ideali bu kitabı okumanızı kesinlikle tavsiye ederim. Hatta Edibin tüm eserlerini sıradan okursanız tüm bu anlatılanları daha iyi idrak edebilirsiniz.