Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türk'ün Göçebe Ruhu

Erol Göka

En Eski Türk'ün Göçebe Ruhu Sözleri ve Alıntıları

En Eski Türk'ün Göçebe Ruhu sözleri ve alıntılarını, en eski Türk'ün Göçebe Ruhu kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Orta Asyanın daha sonrasındaki halklar tüm göçebelere Hun dediler;göçebelerin dışındaki birçok halkta bu adla adlandırıldı. (Hatta bazı Yunan vakanüvisleri 1453'te Mehmet'in hükümdarlığında Konstantinopolis 'i alan Osmanlı Türklerine de Gün diyorlardı)
Bugün Anadolu topraklarında,yazın Torosların yüksek yaylalarına , kışın ılık Akdeniz kıyılarına geçen, geçimlerini hayvancılıkla sağlayan ve geleneksel çadırlarında barınan konar-göçer Türklerin sayısı pek azdır.Ama şimdi sayıca az olmaları, atalarının "atlı çoban-bozkır kültürü"dairesinde yaşayan, büyük ihtimalle otlakların daralması sebebiyle sürekli bir tazyik ve ısrarın sonucu olarak batıya doğru hareket etmek zorunda kalan Orta Asyalı göçebeler olduğu gerçeğini ortadan kaldırmaz.
Reklam
Oğuz ili, köçip ,çeküp yürümedik yol bar mı? Üyün(evin)tutup, oturmadık yurt bar mı?
Biz Anadolu Türkleri tıpkı Oğuz Kağan Destanı'ndaki gibi "Güneş bayrak olsun , gök çadır diyerek yola çıkan" Daha deniz daha ırmak" diye devam ederek Anadolu'ya göçebe olarak gelen Türk Boylarının torunlarıyız.
Evet, Türkler uzun bur göçebe geçmişe sahipler ama bin yıldır kentlileşme , islamlaşma,iki yüz yıldır da modernleşme süreçlerini birlikte yaşıyorlar.
Süreç içinde yerleşik hayata geçen ve ziraatle uğraşanlara "Türk , konar-göçerliğe devam edenlere "Türkmen", denilecekti ."'Yörük"te giderek tıpkı Türkmen gibi toprağı olmayan , bir yerde durmayan konar- göçer manasında kullanılacaktı.Bunlardan kim ki yerleşik hayata geçerse "Yörüklükten, Türkmenlikten" çıktı denmeye başlayacaktı.
Reklam
Bir imparatorluk at sırtında zapt edilebilir ancak at sırtında yönetilemezdi.
Gerçekten de konar-göçerlerin yerleşik hayata geçmeleri çok yavaş ilerliyordu.Anadolu yaylalarının göçebeliğe elverişli yapısı , oymaklarin sürekli hareket halinde oluşları, güçlü aşiret ruhunun davranışlarını yönlendirmesi ve devlet yönetimiyle aralarındaki çelişkiler, toprağa yerleşmeyi geciktiriyordu.
Tahminen Balkan Savaşı 'na girerken Misak-ı Millî sınırları içinde 17 milyon nüfus vardı ve bunların büyük çoğunluğu köylerde yaşamaktaydı.
Kurtuluş savaşı sonrasında Misak-ı Millî sınırları içindeki nüfus 12 milyona düşmüş 10 yıllık savaşta Anadolu'da %30 civarında nüfus kaybı gerçekleşmişti.
33 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.