Kitabı koşa koşa gidip almamın sebebi kapağındaki Monet tablosudur desem deli olduğumu düşünmezsiniz umarım. İkinci olarak Ayrintı yayınları kalitesine güvenimin tam olması da kitabı almamda etkili oldu. Yazar hakkında hiç bilgim yoktu. Kitapta ise yabancı olmadığımız hiçbir şey yok. Güncel kadına şiddet olayları, toplum baskısı vs... Açıkçası elinizden bırakamayacağınız tarzda bir kitap değil. Demre isminde olgun bir avukatın çocukluğundan özel hayatına ardından meslek hayatına çok hızlı geçişler yapıyoruz. Sıkıldığım anlar oldu fakat sonuna kadar okumayı başardım. Beni rahatsız eden şeylerden biri karakterlerin öykülerinin bu kadar hızlı geçip gitmesi. Bundan rahatsız oldum. İsimlerin bu kadar çetrefilli olmasını sevmedim, Demre, Bektaş, Zülal.. Tabi bunları kitabı kötülemek için asla söylemiyorum aksine kitabı seven çok insan olacaktır. Bir diğer rahatsızlığım ise kitabın hiçbir yerinde tablonun kime ait olduğu belirtilmemiş. Tabloda da kişi eksikliği var, neden?