Uzun bir aralıktan bu yana bir polisiye-cinayet romanı okudum, iyi de oldu..
Konular biraz dağıtılmış, gereksiz eklemeler yapılmış olsa da, yazarın bir çok alanda bilgi birikimine sahip olması ve bilgilerini hikayeye ustalıkla monte etmesi hayranlık uyandıriyor..
Ben, bu tür hikayelerde düğümlerin akıl yoluyla çözülmesini, kurgunun da yine akılla kurulmasını çekici buluyorum, tesadüflerle kurulan grlismeler beni kitaptan soğutuyor, bu filmlerde de aynı..
Kitabı yine de heyecanla bitirdim ama halen mantığıma oturmayan yerler var..
Beni hikayenin içine daha çok çeken etken ise, olayların tanidığım, bildiğim mekanlarda geçmesiydi.. İznik; keyif alarak gezdiğim bir ilćeydi, romanda da isaret edilen yerleri yine aynı keyifle anımsadım..
Samsun; memleketim.. Romanın kahramanının, kötü adamla buluştuğu, İlkadım'daki yer de büyük ihtimal Sevgi Parkı'ydı ve tam da aynı yerde, benim de benzer bir buluşmanin ićinde olmam aklıma geldi, hatta buluşmadan sonra, o dev Balık Tutan Adam Heykelinin yanında dolaşmam.. Üstüne bir de sevdalısı olduğum Bafra'dan söz edlimesi.. Enteresandı..
Sonuçta, ben keyif aldım..
