Tütün Kokulu Öyküler
Hatice Gülsüm DemircanTütün Kokulu Öyküler Sözleri ve Alıntıları
Tütün Kokulu Öyküler sözleri ve alıntılarını, Tütün Kokulu Öyküler kitap alıntılarını, Tütün Kokulu Öyküler en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Lakin sevda denen şey bir kez düşmeyegörsün insanın yüreğine, işte o zaman açılmayan gönül kapısı kalmaz...
Gaz yağının da zor bulunduğu dönemlerdi. Bu nedenle gaz lambamızı da öyle gece boyu yakmaz idareli kullanırdık. Yetinmeyi, idareli kullanmayı öğretti bana Toprak evde geçen çocukluğum...
O zamanın genç kızları gönül düşürdükleri delikanlıların yolunu gizleyip damda beklerlermiş. Tam yanlarından geçtikleri esnada mendil atarlarmış...
Evde bir sürü insan ve iş annemi beklerdi, bu nedenle bize ayıracak vakti pek olmazdı. İş çıkışı anneme sarılma anları ve onun benim elimden tutarak birlikte eve gitme süreci, annemin bana ait olduğu özel anlardı...
Kardeşlerim içinde yıldızları seyretmekten en çok zevk alan bendim. Zira onlarla baş başa kalınca başka bir dünyada yaşıyor gibi olurum...
Evet, sevgili hanımefendiler, gerçekten mutluluğu yaşamak istiyorsanız mutlaka anne olmalısınız. Yaşadığınız veya yaşayacağınız diğer mutluluklar bunun yanında sönük bir mum gibi kalacaktır, emin olunuz...
Bizim mahallede evlerin çoğu topraktandı, bizimki de dahil... Bu evler sık sık bakım ister ve bakımlarında çok zordur gerçekten. Hele kış geldi mi birçok sorunla karşılaşabilirsiniz. Babam her yaz evin damını elden geçirirdi...
Birçoğunun annesi parfüm kokarken bizim annemiz, mis gibi tütün kokardı. Mış gibi diyorum çünkü tütünün içine karanfil de karışıktı. Bundan dolayı bize mış gibi gelirdi belki de...
Babam çok kitap okuyan birisiydi. Birçok alanda çok bilgiye sahip olan bir insandı. Harika hikayeler anlatırdı. Hal böyle olunca konu komşu da onu dinlemek için can atardı...
Bir annenin çalışıyor olması:
Çocukların erken büyümesi demek, hayata erken başlaması demek, çocukluklarını pek fazla yaşayamaması demek.. (S:60)
Şimdiki nesil, "yokluk" kelimesinin anlamını gerçekten bilmiyor. Hal böyle olunca "varlığın" kıymeti de bilinmiyor. (S:36)