Üç Ekoloji - Sayı 3 (Yaz-Güz 2004)

Üç Ekoloji

Üç Ekoloji - Sayı 3 (Yaz-Güz 2004) Posts

You can find Üç Ekoloji - Sayı 3 (Yaz-Güz 2004) books, Üç Ekoloji - Sayı 3 (Yaz-Güz 2004) quotes and quotes, Üç Ekoloji - Sayı 3 (Yaz-Güz 2004) authors, Üç Ekoloji - Sayı 3 (Yaz-Güz 2004) reviews and reviews on 1000Kitap.
Dilaver Demirağ'ın yazısından
Halihazırda bu fonların Türkiye ile ilgili bölümü ne yazık ki bu ülkedeki bir çok STK tarafından hortumlanıyor(bununla tüm STK'ları zan altında bırakmak istemiyorum, içlerinde az sayıda olsa da bu fonları doğru kullananlar var bildiğim kadarı ile, bu nedenle sözüm hortumcu STK'lara). Buna en somut örnek olarak AB fonlarının çevre ile ilgili bölümünde devlet ve sermaye eli ile kurdurulmuş TEMA ve DHKD gibi STK'lar ile onların güdümündeki kuruluşlar eli ile hortumlanıyor. AB denetim heyetine göz boyayıcı birkaç şey gösterip fonun büyük bölümü cebe atılıyor, kalanı ise göstermelik harcanıyor. Dahası bunlar tam bir tekel olarak su başını tutan dev misali onların yandaşı olmayanların bu fonlardan yararlanmasını engelliyorlar. Ne yazık ki bu hortumlamalar engellenemiyor. Çünkü proje kurulunda onların temsilcileri var. Bu noktada yurt dışı yeşiller bu konuya müdahil olup bu durumun önüne geçebilirler. Ama asıl önemlisi bu kurullara yeşillerden temsilciler girmesini sağlayabilirler, fonlardan yararlanabilecek temiz STK'lar konusunda yeşillerden düşünce alabilirler. Böylece o fonların doğru yerlerde kullanılmasına imkan verilir.
Sayfa 132Kitabı okudu
Fatmagül Berktay ile söyleşiden
Feminist teoride de feministler çok uzun bir süre iktidar pistir, elimizi bulaştırmayalım falan yaptılar. Elinizi bulaştırmadığınız sürece orada pislik devam ediyor. Böyle bir tavrın neye faydası var, ne anlamı var. Ben bir çok yerde yaşamış durumdayım, mesela üniversiteye çok geç girdim. O zaman şunu farkettim, keke benim elimde bir güç olsaydı. O zaman hakikaten bir şey değişebiliyor. Bunu aklımızda tutmamız, bilinçli olmamız gerekiyor. Çünkü iktidar yozlaştırır. Ama bir yandan da bugün bile bir takım ortamlada bir fark yaratabilirsiniz. Farklı bir güç anlayışıyla, yani birlikte güçlenmek şeklinde bakarsanız bir şeyler yapabilirsiniz. Hiçbir şey yapamazsınız anlayışından uzak duruyorum ben.
Reklam
Gerçekliğin seyreldiği, silikleştiği, sertliğinden arındırıldığı, köşelerinin yontulduğu, sanallığın bir hafifleme aracına dönüştüğü bu toplumda felaket huzur kaçırıcı bir ağırlık olarak görülmektedir. Her türlü felaketin medyatik bir kayda indirgenerek, seyirliğe dönüştürülerek, televizyonda sigorta şirketlerinin reklamlarıyla birlikte gösterilerek taşıdığı sarsıcı boyuttan arındırıldığına tanık oluyoruz. ''Normalliğin'' kurumlaştığı postmodern toplumda kendi içindeki acıya duyarsızlaşan, kendi iç yıkımının üzerini örtmeye çalışan birey yakın çevresindeki ve dünyadaki felaketlere karşı da kayıtsız bir dönüşüyor.
TV zaten atomlaşma yaşayan, yabancılaşan insanları bu konuda daha da şiddetlenen bir tutumla giderek her şeye karşı kayıtsız kılıp, olayları sadece izlemekle yetinir hale sokuyor.
Bugün her şeyin hızla oluşup bozulduğu, değişimin süratlendiği bir zaman diliminde yaşıyoruz. Bunun sonucu olarak da gelmesi beklenen bir gelecek yok. Geçmiş ise çoktan tüketilmiş olanı temsil ettiğinden, herhangi bir anlam ifade etmiyor. Dolayısıyla postmodern toplumlar bir ''sonsuz şimdi'' içinde yaşıyorlar.
İnsanlar çevresel felaketleri ya çok büyük tehditler olarak algılayıp bedeli ne olursa olsun önlenmesini isterler, ya da göz ardı edilmesi gereken bir propaganda malzemesi olarak görürler. Bir felaket karşısında ölçülü bir tepki vermek insanın güçlü bir özelliği değildir. Birçok faktör çevresel tehditlere karşı yukardaki gibi bir ya hep ya hiç tepkisi yaratsa da bunların en önemlilerinden biri insanların inançların içinde tutarlılık arama eğilimde olmasıdır. İnsanlar yeni edindikleri bilgiyi varolan görüş ve inanç yapısının görece sabit ve değişime karşı dirençli olmasını sağlar. Bu görünüşte rasyonel bir eğilim olmasına rağmen, sosyal psikologların önyargılara saplanma diye adlandırdıkları durumda olduğu gibi önsezilere aykırı bazı sonuçlara yol açar.
Reklam