Uçurum Geyikleri
Muzaffer OruçoğluUçurum Geyikleri Quotes
You can find Uçurum Geyikleri quotes, Uçurum Geyikleri book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Yarattığı şeylerin kölesi olan insan, sürekli bir başkaldırı içindedir.
Sayfa 106
" Her ölüm bir karanlık yolcusudur. Yürür yürür, sonunda ışığa çıkar. Biz görmeyiz onu. Bir ağacın kökünden girer, tepesinde bir yaprak olur. Özünü çiçeklere, fikrini renklere verir. Asıl hayat ozaman başlar. Yalansız dolansız, malsız mülksüz, kansız kahramansız, tertemiz."
Sayfa 273Kitabı okudu
"Güzelliklerimi yitireceğim yavaş yavaş, çekip gitmesem. İki yüce dağ, iki dumanlı zirve arasındaki küçük tepeleri geçerken anmıyorum hiçbirisini. Küçük tepelerin sırtında yükseliyor hâlbuki büyük dağlar. Küçükteki büyük gücü göremiyorum buralarda, çürümenin ciddi bir belirtisidir bu. Koca bir çığa yol açıyor küçük bir taş. Küçük taştaki ki koca çığı göremiyorum. Buralara, göremediğim yerlere ait değilim artık. Büyüklük ve yücelik gururunu, tırmandıkça yitiren insanların yaşadıkları yerlere... Uzaklara, çok çok uzaklara..."
"Var olan her şey etkiler ve etkilenir"
Sayfa 22 - Babek YayınlarıKitabı okudu
“Uyum kelimesi ürkütücüdür. Aşk bile uyum değildir. Uyum bana dinleri çağrıştırıyor. Uyum diye bir şey yoktur. Zıtların birliği ve mücadelesinde uyumun yeri nedir? Uyumdan neyi kastediyoruz? Cennet kavramı uyumun doruk noktasıdır.”
Sayfa 83
“İçlerindeki özgür eğilimleri, gizliliğin demir kurallarına göre düzenleyemiyorlar. Devrimin, disiplin ateşi olduğunu unutuyorlar. Görüşlerimi değil, kimliğimi merak ediyorlar. Sevemiyor, âşık oluyorlar; olunca da sevmenin normalliğini kendilerine doğru büküyorlar. İnsanı ve doğayı özgürleştiren tüm hareketlerin özünü ne derecede kavramışlar bilmiyorum.”
Sayfa 61
Her şeyin yok oluşa doğru bir koşu olduğunu söylüyordu sokak
Sayfa 27
Sorumluluk duygusunu pervasızlığıyla güçlendiren, bacaklarını patikalara aşık eden, dik kafalı, özgür ruhlu insanların doruklarına çekip gitmekten başka bir çıkış yolu yoktu.
Sayfa 7
İnsanların aşk dediği nedir? İnattır, kıskançlıktır, kantlanmaktır...
"Bazı insanların sessizliği deniz dibi gibi zengindir. Yüzeyini görür, dibini göremeyiz."
Sayfa 311 - Babek YayınlarıKitabı okudu
Zaman, mekâna sığınmış, yaşamı özgürlük ateşiyle dölleme arzusu çekip gitmişti her yerden.
Sayfa 29
“İçimizdeki sınırları, yani özgürlüğümüzün çevresine çizdiğimiz sınırları yok sayarak yaşamak çok daha zordur.”
Sayfa 103
Çiş, et yemiyordu. Halkın getirdiği sütü içiyor, yabanbalı yiyordu. Bahar geldiğinde kardelen ve ışkın yiyor, kınkoru (çavçur) ve dibinde biten mantarları oldukça seviyordu. O'na göre, Ana Fatma memesini çıkarmış, insanlar zehirsiz mantar yesinler diye, sütünü kınkorun dibine usul usul, yedirerek sağmıştı. Höllükü herkesin aksine, çiğ çiğ yemeyi seviyordu. Elmaları taşla parçalıyor, kayalarda kuruttuktan sonra ipe geçirip boncuk gibi boynundan sallandırıyordu. Şilan ve böğürtlen kümelerine doğru yürümeyi seviyordu. Yürürken, "Kimim ben? Alevini inkâr eden fitilim ben," sözünü yineleyip duruyordu.
Sayfa 317 - Babek YayınlarıKitabı okudu
"Aşk, özveri ve dayanışmadır."
Sayfa 348 - Babek YayınlarıKitabı okudu
"Her insan kendi kin ateşini yaktı. Yaktığı ateşten doğdu, çoğaldı."
Sayfa 291 - Babek YayınlarıKitabı okudu