Kendi yüreğine neden ihanet ettin, Cathy? Avutmak için söyleyecek bir tek sözüm yok... Sen bunu hak ettin... Kendi kendini öldürdün sen! Evet, beni öpüp ağlayabilirsin, benden de öpücük, gözyaşı koparabilirsin. Bunlar canını yakacaktır. Seni lanetleyecektir. Beni seviyordun. Peki, bırakıp gitmeye ne hakkın vardı? Bana cevap ver: Edgar'a duyduğun o gelgeç heves yüzünden beni terk edip gitmeye ne hakkın vardı? Bizi birbirimizden yoksulluk, düşkünlük, hatta ölüm, Tanrı'nın, ya da Şeytan'ın üzerimize yağdıracağı hiçbir şeyi ayıramayacakken, sen bunu kendi arzunla yaptın. Senin yüreğini ben yaralamadım... kendin yaraladın! Bunu yaparken, benimkini de yaraladın. Güçlü kuvvetli olduğum için bu bana daha da kötü geldi. Ben yaşamak istiyor muyum? Bu acaba benim için nasıl bir hayat olur? Senin yoksulluğun... Ah, Tanrım! Sen, ruhun toprağa gömülü halde yaşamak ister miydin?
Her şey yok olup o kalsa, ben yine var olurdum; her şey yerinde kalıp da o ortadan kaybolsa, evren bana tamamen yabancı olurdu. Ben onun bir parçası olamazdım.
"Onun ayağının altındaki toprağı, başının üstündeki havayı, dokunduğu her şeyi, söylediği her sözcüğü seviyorum... Her bakışını, her hareketini, onu bütünüyle, tümüyle seviyorum."