Fransa aristokrasisinin yaşantısına uzanmış Raymond Radiguet…
Işıltıların, göz kamaştırıcı hayatların maskesinin altında; karmaşık ruh hallerinin, duyguların gizemi yatmakta ve hepsi aynı maske ardına gizlenmeye çalışılmış sözümona yine o soylularca.
Dönemin ahlaki yapısını, toplumsal statüsünü irdelemiş Radiguet “Orgel Kontunun Balosu”nda…
Görkem ve şatafatın penceresinden aralanan perde arkası çok şey anlatmış ama beni tam anlamıyla ikna edemedi Radiguet. (Belki de yaşının getirisi.)
İnsan ruhunun gizli labirentleri oldukça derin anlatılmış olmasına rağmen kitabın verdiği bitmemişlik hissi, beklen(mey)en sonu benim için hayal kırıklığıydı.
Yine de siz şans verin, belki size göredir.
Her organ, çalıştığı ölçüde güçlenir veya körelir. Kalbinden şüphe ede ede artık bir kalbi kalmamıştı. Güçlendiğini, katılaştığını sanıyor ama aslında içten içe çürüyordu.
Hiçbir gülümseme acının bir suratta yarattığı izleri silemez. Yüzdeki kırışıklıklar da bakışlar da aynı kalır. Acı çekmiş bir adamın muhakkak yaşlanması gerekmez. Değişim çok daha derinlerdedir.
Fransız aristokratların ve soyluların çerçevesinde bulunduğu, ışıltılı baloların verildiği bir döneme götürüyor bizi Orgel Kontunun Balosu.
Çoşkuya kapılma yetenek’i sınırsız olan Anne d’Orgel ve kocasını hayatının merkezine yerleştiren Mahaut d’Orgel , bir sirk gösterisinde François de Séryeuse ile tanışır. Bir yalan ile başlayan bu dostluk, zamanla duyguların değiştiği karmaşık bir aşk üçgenine dönüşür.
Ancak akla ilk gelen türden değil...
Atılan adımlardan çok, o anki ruh halinin derinliklerini yalın bir üslupla yansıtmayı genç yaşına rağmen başarmış Raymond Radiguet.