Onların aşkı her ikisine de kesilen ağır bir ceza gibiydi adeta.
Birbirleri olmadan yapamıyorlardı. Hikâyeleri boyunca kimi zaman bu cezayla başa çıkmasını bildiler, kimi zamansa boyun eğmek ve katlanmak durumunda kaldılar.
Akasya'nın yaşadıkları hem her kadının imreneceği hem de her kadının başından geçmediği için şükredeceği türden, karmaşık, çözümsüz ve sancılı duygulardı.
Zaman geçiyordu. Öyle ya da böyle. Ama özlem, yani hasret hiç bitmiyordu. Hatta kavuştuklarında bile.
Çok erken öğrenmişti o. Birini kendinden çok sevmeyi ve bunun yetmediğini bilmeyi...