Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Usul-ü Fıkıh Dersleri

Büyük Haydar Efendi

Usul-ü Fıkıh Dersleri Hakkında

Usul-ü Fıkıh Dersleri konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.
10/10
2 Kişi
6
Okunma
3
Beğeni
472
Görüntülenme

Hakkında

Tahmini Okuma Süresi: 17 sa. 44 dk.Sayfa Sayısı: 626Basım Tarihi: Ocak 2019Yayınevi: Üçdal Neşriyat Yayınları
ISBN: 9786055317126Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Yazar Hakkında

Büyük Haydar Efendi
Büyük Haydar EfendiYazar · 1 kitap
Haydar Molla veya Büyük Haydar Efendi diye bilinir. Çağdaşı ve Mecelle şârihi Ali Haydar Efendi’yle karıştırılmaması için yaşça büyük olmasından dolayı bu isimle anılmış olmalıdır. Annesi, Şeyh Nasûhî Efendi soyundan geldiğinden Nasûhîzâde diye de bilinmektedir. İstanbul’da doğdu. Kısmet-i Askeriyye Mahkemesi kâtiplerinden Mehmed Nûman Efendi’nin oğludur. Sıbyan mektebinde okudu. Kur’ân-ı Kerîm’i ezberledi; Dârülmaârif ve Muallimhâne-i Nüvvâb’ı bitirdi. Fâtih Camii’nde Rusçuklu Mustafa Efendi’nin derslerine devam etti. Onun ölümü üzerine Hâfız Şâkir Efendi ve Tikveşli Yûsuf Efendi’den okuyarak icâzet aldı. Şeyh Gālib Efendi’den usûl-i fıkıh tahsil etti. Bu arada muhtelif hocalardan da coğrafya, cebir, geometri, hikmet-i tabîiyye, kimya ve nazarî teşrih dersleri okudu. 1274’te (1857-58) Muallimhâne-i Nüvvâb’ın müdür muavinliğine, 1280’de de (1863-64) fıkıh ve ferâiz hocalığına tayin edildi. Daha sonra Bosna ve yöresi adliye müfettişliğinde, Bosna, Tuna ve İzmir kadılıklarında ve Dîvân-ı Temyiz başkanlığında bulundu. Meclis-i Tedkîkat-ı Şer‘iyye üyeliği ve 1878’de ikinci defa İzmir kadılığı yaptı. 1880’de vakıfların idare ve ıslahı memurluğuyla Doğu Rumeli’ye gönderildi. 1299’da (1881-82) Şûrâ-yı Devlet Tanzimat Dairesi üyeliğine, Hukuk Mektebi Mecelle muallimliğine ve Mecelle Cemiyeti âzalığına tayin edildi ve cemiyetin son zamanlarındaki toplantılarına iştirak etti (bk. İbnülemin, s. 587; Ebü’l-Ulâ Mardin, s. 9). 24 Kasım 1884’te Meclis-i Kebîr-i Maârif başkanlığına getirildi ve ölünceye kadar bu görevde kaldı. Temmuz 1886’da kendisine Anadolu kazaskerliği pâyesi verildi. Bu vazifesine ilâve olarak 1890 yılında Doğu Rumeli İslâm cemaatleri nâzırlığı da uhdesine verilen Ali Haydar Efendi 27 Kasım 1903’te vefat etti ve Nasûhî Efendi Türbesi hazîresine defnedildi. Ali Haydar Efendi edip, şair ve fakihtir. Bir divan teşkil edecek kadar şiirleri varsa da asıl şöhreti fıkıh ve özellikle usûl-i fıkıh alanındadır. Hukuk Mektebi’nde vermiş olduğu usûl-i fıkıh derslerinin bir bölümü ilk defa 1307’de taşbaskı olarak neşredilmiştir. Daha sonra yine burada vermiş olduğu dersler talebesi Hacı Âdil Bey tarafından tesbit edilmiş ve 1326’da Sırât-ı Müstakîm mecmuasının ilâvesi olarak neşredilmiştir. 558 sayfa olan eser, sahasında Türkçe yazılan ilk eserlerden biri olması bakımından önemlidir. Kitap daha sonra yeni harflerle de basılmıştır (Usûl-i Fıkıh Dersleri, İstanbul 1966). Bundan başka Romanya, Bulgaristan, Sırbistan, Yunanistan, Bosna-Hersek ve Karadağ’da bulunan müslümanların mezhepleriyle ilgili bir risâlesi ile yine Doğu Rumeli ve Bulgaristan’daki müslümanların vakıfları, müftüleri ve cemaat meclisleri hakkında kaleme aldığı bir tâlimatnâme de neşredilmiştir. Talebelerinin elinde ders notları şeklinde bir Mecelle şerhinin de mevcut olduğu Osmanlı Müellifleri’nde belirtilmektedir (I, 389).