utanç, kişinin değersiz olduğunun ortaya çıkmasından duyduğu korkuyla, ötekilerin olduğuna inanmasını istediği kişi olarak görülmeme korkusuyla yakından ilgilidir.
Duygular, kültürel olarak onaylanabilir ya da bastırılabilir ve bu onların nasıl algılandığını etkiler. Genel olarak duygulara ya da bilhassa bazı duygulara karşı geliştirilen kültürel tutumlar, bireylerin üstbenliklerinin bu duygulara bakışını belirler.
Fas'ta, Hristiyanların kem gözün tehlikelerinden habersiz oldukları için ondan etkilenmediklerine inanılır. Kem gözden haberdar olmayan bebeklerin de kem gözün etkilerinden muaf olmaları gerektiği görüşüne şöyle karşılık verilmektedir: Bebeklerin anneleri kem gözü bilir ve ondan korkarlar, bu da bebeklerin kem gözün tehlikeleriyle karşı karşıya oldukları anlamına gelir.
çıplaklık sadece çıplaklıkla ilgili olmadığı gibi moda da sadece modayla ilgili değildir. Ne de insanı insan yapan sadece giysileridir. Daha ziyade, giyinmek kendimizi ve duygularımızı “şekillendirebileceğimize” ve kendimizi baştan yaratabileceğimize dair açıkça dile getirilmeyen bir inancı ifade eder. Ruhsal alanlar fiziksel görünümlerimiz tarafından işgal edilir, giysiler dış görünümün önemli kılınabileceği ve bireyliğin özünün giysiyi oluşturan kumaş kadar işlenebilir olduğu yanılsamasını destekler. Fakat bu yanılsama, kişinin görmek istemediklerine karşı ötekileri de körleştirdiği için yapısal olarak istikrarsızdır.