"Sonra felsefenin babasını gördüm,
Sokrates'i, neşeli bir ihtiyarcık, dürüst.
Felsefeyi gökten -oradaydı daha önce- alıp
yeryüzüne indirdi ölümlüler arasına,
İnsan yaşamına yararlı olması için."
Ey arzulu zihin, hep bilgiye aç olan,
amacı ne bunca düşüncenin? Bir saat dağıtır yıllarca zorlukla biriktirileni.
Ruhumuzu ezip dolduran her şey,
önce, şimdi, dün, yarın, sabah ve akşam,
hepsi bir anda geçip gidecek gölge gibi;
Kör insanlar, hep rüzgarla oyalanıp
yanlış görüşlerle beslenen,
beşikte ölmekten çok, yaşlı ölmeyi öven.
Nasıl da mutlu beşikte ölenler!
Nasıl da zavallı en yaşlı çağında ölenler!
"Ne mutlu hiç doğmayana!" demiş birisi.
Ey arzulu zihin, hep bilgiye aç olan,
amacı ne bunca düşüncenin?
Bir saat dağıtır yıllarca zorlukla biriktirileni.
Ruhumuzu ezip dolduran her şey,
önce, şimdi, dün, yarın, sabah ve akşam,
hepsi bir anda geçip gidecek gölge gibi.
"Daha dün
bir çocuktum ve şimdi yaşlı.
Bir günden fazla nedir ki ölümlü yaşam?
Puslu ve kısa ve soğuk ve sıkıntı dolu,
güzel görünebilir, ama bir hiç değeri."