Tüketim sürecinde biriktirilemeyen ütopik işlev böylece iktidara talip olmayan ve hatta ona hizmet eden, politik ekonominin bir parçası haline getirilerek sonsuza kadar sürüp gidecek bir fanteziye dönüştürülmektedir. Bu nedenle de kendisi bir fanteziye dönüşen gerçeklik ilkesine anti-ütopya, iktidarı değil retoriği ele geçirerek ütopik işlevini sistemin hizmetine sunmaktadır.