Yazı, insanların gıyabında onlara ses olmuştur; evlerse onların hâlâ her açıdan özlem duyduğu, kendilerini güvende ve rahat hissettikleri ilk meskenin, yani ana rahmininin yerini almıştır.
Çaresizlik içinde inkâra yönelerek mutluluğa bu yoldan ulaşmaya çalışan kimse, genellikle hiçbir yere varamaz.Gerçeklik ona fazlasıyla ağır gelir.Delirir ve genellikle bu sanrıdan kurtulmasına yardım edecek hiç kimseyi bulamaz.
Yaradılışımız gereği yoğun zevkleri yalnızca tezatlar sayesinde tadabilir, yeknesaklıktan fazla keyif almayız.Bu yüzden de mutlu olma ihtimalimiz daha en başından, yaradılışımız gereği sınırlanmıştır.
İnsanın haz aldığı için vazgeçmek istemediği bazı şeyler, nihayetinde benliğin kendisi değil nesnesidir ve kaçınılmak istenen bazı ıstıraplar da içsel kaynaklı olduklarından benlikten ayrılamayacakları anlaşılır.
Aşkın zirvesinde, benlik ile duygunun nesnesi arasındaki sınır neredeyse yok olmaktadır.
Âşık insan, duyuları tam aksini söylese de "ben" ile "sen" in bir olduğunu iddia eder ve hakikat buymuşçasına hareket etmeye de razıdır.
Uygarlığın Huzursuzluğu; birey, toplum ve uygarlık üçlüsünün birbirleriyle ilişkisini masaya yatırıyor. Bizzat insan ürünü uygarlığın, zamanla adeta bir tür yasa haline gelmesini, insanı ve onun toplum içindeki yerini şekillendiren bir yapıya dönüşmesini tartışıyor.Freud'a göre uygarlık, insanı belli biçimlerde davranmaya zorlar.İşte tam bu noktada, insan türünün hayvansal içgüdüleri ile uygarlık uygarlık arasında bir savaş başlar.
Sigmund Freud'un 1930 yılında kaleme aldığı bu kitap; birey, toplum ve uygarlık üçlüsünün birbirleriyle iliskisini masaya yatırıyor. Freud, uygarlığın gelişiminde en önemli sorunun suçluluk duygusu olduğunu ve uygarlığın ilerlemesinin bedelinin de, giderek artan suçluluk duygusu yüzünden mutluluktan mahrum kalmak olduğunu belirtiyor.
Freud'a göre uygarlık, insanı belli biçimlerde davranmaya zorlar. İşte tam bu noktada, insanın hayvansal içgüdüleriyle, uygarlık arasinda bir savaş başlar.
Psikolojinin ve sosyolojinin argumanlari içerisinde ufuk açıcı bir eser.