haydi durmadan kınayın beni
kuşluğun sesi değmeden taşlığa
kınandıkça anlatabilirim
nasıl insan olduğumu nasıl müstakim
ortalık kum yığını
anlatabilirim
“örneğin insanım
aşık ve diktatör
gözlerime derin çukurlar kazmaya
uzun zamandır kararlıyım
yara almış kılıç kadar tedirginim
kar yağdıracak bulut kadar heyecanlı”
“cesaretim sallanıp duran çiçeklerden
şu nehrin kıyılarında
azığım keskin öğle güneşi
gölgemi yavaş yavaş kurutan
sonra yoklasın uzaktan bir tren sesi
kimse uğurlamayacak beni
bu da güzel”