Acizane maksadım, geçmişten bugüne kadar vahdet-i vücud konusunda düşülen hataları göstererek mutasavvıfların yolunun öyle onların iddia ettikleri gibi bir küfür mezhebi ve mülhidlikten ibaret olmadığını, aksine, kalpleri hakikat nurlarının tecelligahı olan bir grup büyük evliyanın sahih keşiflerine dayanan akli ve nakli deliliklerle kuvvetlenmiş bir yüce irfan mezhebi olduğunu ortaya koymaktır.
Yine herkesi fikir ve inancında serbest bırakıp ancak, vahdet-i vücudu kabul eden ümmetin büyükleri ve din kardeşlerini küfür ve dalalete nisbet etme faciasından korumak, böylece dini kardeşlik üzerine kötü bir etki bırakmakta olan bir nifak vesilesini ortadan kaldırmaktır.