Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Vahyin Binbir Sesi

Senai Demirci

Vahyin Binbir Sesi Gönderileri

Vahyin Binbir Sesi kitaplarını, Vahyin Binbir Sesi sözleri ve alıntılarını, Vahyin Binbir Sesi yazarlarını, Vahyin Binbir Sesi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Garanti edilmiş rızkı için telaşta, garanti verilmemiş akıbeti için uykuda.
Allah, isyanına rağmen senden ümit kesmiyor. Ama sen Rahmetine rağmen Allah'tan ümit kesiyorsun. Ayıp değil mi?
Sayfa 268Kitabı okudu
Reklam
Kul, mutluluğunu kendi dileğinde değil, Rabbinin kendisi için dilediğinde arar..
Yusuf'ca güzelsen
Kuyuya atılsan da, gömleğini kanlasalar da, yırtsalar da, sen yine de Yusuf'ça güzel kal.
Sayfa 247 - TimaşKitabı okudu
Hamd edilesi bir Rabbi bilmeyen, hamd edesi bir halde olduğunu fark etmeyen vahyin sofrasında lezzet alamaz.
"Çantada Kur'ân taşısam olur mu ki?
O zaman belden aşağı tutmuş olurum" diyen kardeşlerime: Belden aşağı tutarım diye ödün koptuğu için her an her yerde elinin altında tutmadığın Kur'ân'ı okumayınca; bak, nelerden aşağı tutuyorsun onu... Her dakikasından haber almak için göğsünü çatlatırcasına heyecanlandığın "derbi maçı"ndan aşağı tutuyorsun Kur'ân'ın gündemini. Kaçırmayayım diye uyanık kaldığın yerli dizinin oyuncularının canlandırdığı kişiliksiz "kahraman"ların belden aşağı sözlerinden aşağı tutuyorsun Rabbinin sözlerini. Anlamaya değer şeylerin aşağısında tutuyorsun Kur'ân'ı. Ardı sıra koşmaya değer heyecanların aşağısına itiyorsun Kur'ân'ı. Ah!
Sayfa 150Kitabı okudu
Reklam
açıkgözler'in açık körlüğü "Yalnız gözler kör olmaz, göğüslerdeki kalpler de kör olur." [Hac, 46] Göğüsteki kalpler öylesine kör ki, başından garanti edildiği halde rızkı için telaşlanıyor insan; sonunda ateşe düşebileceği, hepten aç ve susuz kalabileceği konusunda uyarıldığı halde ibadeti konusunda tembellik ediyor. Göze görünmeyen ama korkmaması gereken rızkı için koşturuyor, gönle apaçık görünen ve korkması gereken acı sonu için tembellik ediyor. Garanti edilmiş rızkı için telaşta, garanti verilmemiş akıbeti için uykuda.
evvel'im sensin âhir'im sen; zâhir'im sensin, bâtın'ım sen Bilmediğimi niye bilmem? Dört önemli sebebi var bilmeyişimin. 1. Bilmediğim benden önce olmuştur. 2. Bilmediğim benden sonra olacaktır. 3. Bilmediğim o kadar zahirdir ki, sınır koyarak, için fark edemem. 4. Bilmediğim o kadar gizli tanımlayamadığım saklıdır ki, bilgisine erişemem. Ama O Evvel'dir; benden evvel olanları da bilir. O Âhir'dir; benden sonra olacakları da bilir. O Zahir'dir; en görünür olanı da, en zahirde duranı da görür, kuşatır bilir. O Batın'dır; ne kadar gizli saklı olursa olsun, her şeyin aslını, her işin özünü O takdir eder, görür, bilir. Öyleyse, "O Evvel ve Ahir ve Zahir ve Batın[olduğu için]; her şeyi Bilir." [Hadid, 3]
Ne sen Mûsa'sın, ne de ben firavun!
Benden kaba söz işiten her kardeşimin bana söyleme hakkı var: "Ne sen Mûsa (as) kadar haklısın ne ben Firavun kadar azgınım. Bu kaba söz niye?" Çünkü, Rabb-i Rahîmimiz kulu ve elçileri Mûsa'yı ve kardeşi Harun'u [as] azmış Firavun'a gönderirken, "kavl-i leyyin", "tatlı söz", "yumuşak dil" emreder. "Siz ikiniz [ey Mûsa ve Harun] o [Firavun]la konuşurken 'yumuşak dil'le konuşun" [Taha, 44]
"Insan aceleci olarak yaratılmıştır." [Enbiya, 37] Peşin olana düşkündür insan. İstediğinin hemen şimdi olmasını ister. Bu yüzden, Cenab-ı Hakk, "Hakk" isminin gereği, iyiliğin içine peşin bir ödül, kötülüğün içine de hemen hissedilen bir ceza koymuştur. Düşmanlık ve nefret duygusu, kalbi ezer, ruhu daraltır. Merhamet ettiğimizde ise kalbimiz ferahlar, ruhumuz genişler. Haset, önce haset edeni yakar. Kıskançlık, önce kıskanca batar.
284 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.