Schopenhauer Felsefesine Giriş

Varolmanın Acısı

Arthur Schopenhauer

Varolmanın Acısı Gönderileri

Varolmanın Acısı kitaplarını, Varolmanın Acısı sözleri ve alıntılarını, Varolmanın Acısı yazarlarını, Varolmanın Acısı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Korkutulmuş insan kendini boyun eğmeye ve yardım için yalvarmaya zorlar; irade'si kolayca tapınabilsin diye, zekâsı ona bir Tanrı (kimileyin de duruma bağlı olarak birçok Tanrı) yaratmak zorundadır; zekâsı ona bir Tanrı bulduğu için tapınır o. Yürek, yani irade, her şeye muktedir, giderek doğaüstü destek ummak ve bu desteği çağırmak ihtiyacı duyar; yani tapınmak gerektiği için bir Tanrı varsayımsal olarak var edilir, bunun tersi söz konusu değildir, yani bir Tanrı varolduğu için tapınılmaz.
Ona göre dinler "varoluşun bilmecesinin" ne olduğunu sorarlar, "sürekli olarak zaruret ve yokluk içinde yaşayan ölümlü insanın korku ve umutlarına yönelirler ve onlara seslenen, onları yatıştıran, onları elde edebilen tanrılar ve kötü ruhlar yaratırlar."
Reklam
Felsefeden farklı olarak dinler, ateş böcekleri gibidirler; ışıldamak için karanlığa muhtaçtırlar. Belli bir derecedeki cahillik, onların içinde yaşayabilecekleri biricik zemindir.
“İnsanoğlu kendi kendisinin eseridir; bu demektir ki, kendi eylem ve davranışlarının sorumlusu da kendisidir. İnsan bir Tanrı’nın eseri olsaydı, töresel, ahlaki kusurların ve zaafların onun hanesine kaydedilmesi gerekirdi. "Doğru gitmediği için kendi yaptığı saate kızan saatçiye ne denir ki?"
''Her ihtiyaç giderme, her tatmin sadece anlık, belli bir süre için geçerli olabileceğinden, her seferinde yeniden eksiklik, yoksunluk hali ortaya çıkar. Bu böyle sonsuza kadar sürüp gider. İşte bu eksiklik durumu acı, ıstırap doğurur. Acının ne sonu ne sınırı vardır. Hayat, sefalet ile can sıkıntısının arasında bir rakkas gibi gidip gelir. İsteklerin yerine getirilmemiş olması sefaleti doğurur; yerine getirilir gibi olması da insanı bunalıma düşürür. Açlık, sefalet, halkın; can sıkıntısı da kibarların çektiği azaptır''
Sayfa 130 - Donkişot yayınları, 2005
''Felsefeden farklı olarak dinler, ateş böcekleri gibidirler; ışıldamak için karanlığa muhtaçtırlar. Belli bir derecedeki cahillik, onların içinde yaşayabilecekleri biricik zemindir.''
Sayfa 167 - Donkişot yayınları
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.