İnsan Felsefesi Çalışmaları

Varoluş ve Tarihsellik

Uluğ Nutku

Varoluş ve Tarihsellik Quotes

You can find Varoluş ve Tarihsellik quotes, Varoluş ve Tarihsellik book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Düşünce, gerçek nesnelerin bağıntılarından yola çıkarak gerçek olmayan bağıntılar kurabiliyor. Ama gerçek olmayan bazı nesneleri ve bağıntıları neden kutsuyor, neden onları kendisinin üstünde ve kendisine hükmeden varlıklar sayıyor?
İnsan hayatı içgüdüsel düzenlenseydi, dünü ne ise yarını da öyle olurdu. Bugün insanın uzayda yaşayabilme olanaklarını araştırması, geleceğini önceden tasarlayabilmesi, hatta hazırlıklar yapabilmesi, geleceğin belirsizliği bilinciyle birlikte gerçekleşiyor.
Reklam
Solon’a göre kişinin ömrü mutlu bir sona bağlanmadan ona mutlu denemez, çünkü isteklerinde ölçülü, eylemlerinde tutarlı ve dayanışmalı kaldığı sonuna kadar görünmeli. Mutluluğa layık olduğunun kişi öldükten sonra söylenebilmesi, yaşayan hiç kimse için söylenemeyeceğini içeriyor.
Aslında bütün tanrılar insan biçimindedir; bir dinin çok ya da tek tanrılı olması bunu değiştirmez. Soru, ‘insanbiçimcilik insanmerkezciliği ne ölçüde getiriyor?’ diye sorulursa, cevabı, soyut tek tanrının çok daha fazla, ama örtünmüş kılıkta insanmerkezci olduğudur; çünkü o, mutlaklaştırılmış, idealleştirilmiş, mükemmelleştirilmiş insandır artık; soyutlama onda son sınırına ulaşmıştır.
İnsan, kendisine amaçlar koymadan yaşayamayacağından, dünyanın oluşunu da amaçlı görmek istiyor, kendi amaçlarına uygun kılmak istiyor. Amaç koyma ve gerçekleştirme, bilincin bir kategorisi olduğundan ve bilinçli eylem yalnız insana özgü olduğundan, evreni amaçlı görmek de pek insanidir.
Feuerbach'tan beri, hatta 2600 yıl önceki Ksenophanes'ten beri, anlıyoruz ki, bütün tanrılar insan yaratısıdır, -tek olmuş, çift olmuş, çok olmuş fark etmez. Tevrat'taki "Ve tanrı insanı kendi suretinde yarattı" cümlesi daima tersinden okunmalıdır. İnsanlığın aydınlık bir geleceğe adım atması için bu şarttır.
Reklam
Dış görünüş önem kazandıkça, kavramın içi boşalır.
Temel insani olgular arasında merkezi yeri ölüm bilinci alır. Ölüm bize bireysel biricikliğimizi ve kaçınılmaz sonluluğumuzu duyurur. Bu iki belirlenim, insanın bilincinden söküp atamadığı ama hep aşmaya çalıştığı ve aşmak için inanca başvurduğu kaynaklardır. Aşma, “ölüm ölümdür” totolojisini, bu çıplak ama dayanılmaz ağırlıkta gerçeği, ölüme başka yüklemler atfederek hafifletme çabasıdır.
İnsana özgü tarihsel ilerleme, bilgilerin birbirine eklenmesiyle bilinmeyenin bilinene dönüştürülmesinden ibaret değildir. Aşırı iyimser bilimciliğin en büyük insan başarısı sandığı bu olgu kendi başına bir hiçtir. Bilginin artışı bir sorumluluğun artışını birlikte getirmiyorsa, bu durum geri kalmışlığı gösterir, ilerlemişliği değil.
Varoluşsal sorunların insanı kuşatmasına toplumsal bozuklukların yükü binince iki düzlemin kader düşüncesinde aynılaştırması bir boyun eğişe yol açar, iki düzlemin ayrı tutulmasıysa bir karşı çıkışa.
143 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.