Edebiyat bir yandan bizi yaralarken, canımızı acıtırken bir yandan da yaralarımızı sarıp iyileştirmez mi? Tam da bu yüzden bulaşıcı (bulaştırmak istediğimiz) ve yaygın (yaymak istediğimiz) bir virüs değil mi? Edebiyat geldiği yerin özelliklerini taşımaz mı, insandan akmaz mı, dilden dile dolaşmaz mı?