Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Vladimir V. Putin

Wolfgang Seiffert

Vladimir V. Putin Gönderileri

Vladimir V. Putin kitaplarını, Vladimir V. Putin sözleri ve alıntılarını, Vladimir V. Putin yazarlarını, Vladimir V. Putin yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Dostoyevski:
Avrupa bilimi ve diğerleri­ ni bulurken, Ruslar “şaşılacak Bir şey yaptılar: bir imparator­luk yarattılar ve bilinçli olarak bunun birliğini yarattılar. Bin­ lerce yıl boyunca Avrupalılar, onlar olmasa Avrupa’ya ilerle­yebilecek olan, öfkeli düşmanlardan kurtuldular. Ruslar uzak bölgeleri, kendi uçsuz bucaksız ülkeleri için kolonileştirdiler; sınır bölgelerini savunup sınırları kesinleştirdiler. Evet, bizim bugün sınırlarımızı sağlamlaştırmayıp, aksine, zayıflatmamız gibi sabitleştirdiler.
Rus kültür filozofu ve Rus tarih felsefesinin kurucusu Petr Çaadayev (1794-1856), Rusya’nın Avrupalılaşması için düğ­meye bastı ve bundan dolayı ona bugün hâlâ “Sapadnik” (batılı) denir. Makalelerinde diğerleri yanında Rusya’nın jeopolitik durumunu anımsatır: “Rusya dünyanın iki büyük ıııcde niyetinin arasında yerini almaktadır, Batı ve Doğu medeni yetleri arasında.” 1929 yılından itibaren “felsefi mektupları” ortaya çıktı. Bunların içerdiği, ülkesine karşı ağır eleştiri, Çar I. Nikolay’ın geçici olarak onun ruh hastası olduğunu açıklatmasına yol açtı.
Reklam
2000'lerin başında Putin'in Yeni Rusya fikri
Vatanseverlik, süper güç, sosyal dayanışmanın temel ilkelerine, genel insani değerlerle “yeni Rus düşüncesi ne” organik olarak bağlamak istediği temel öğelere dikkat çekmiştir.
Keynes’e göre iş­sizlik, eksik istihdam dengesine yol açan fiili talep yetersizli­ ğinden ileri gelir. Keynes’in “tam istihdam” öğretisi kendini bütün hükümetlere kabul ettirmiş, Birleşmiş Milletler Yasa­ sı’nda da bundan söz edilmiştir. İktisadi siyaset alanında “Keynesçi devrim”den söz edilebilir. Keynes “akılcı ve nice­liksel müdahale siyaseti”nin yolunu açmıştır.
Putin'e göre güçlü bir idare:
Putin devleti güçlendirecek olan noktalan ve yolları ta­nımlıyor. Bunlar gerçeğe uygun olarak mantıklı görünüyor­ lar: Kabul edilen kanunlar anayasaya uygun olmalı. Ve Putin, binlerce federal kanuna ve Federasyon’un Cumhuriyetlerinin ve diğer özerk yönetim birimlerinin kanunlanna dikkat çe­kiyor. O burada, adalet bakanlığının, savcılığın ve mahkeme­ lerin daha aktif çalışmasını ve kontrolünü istiyor. Yani esasta söz konusu olan, Federasyon’un Cumhuriyetlerinin ve diğer hukuki objelerinin Rus anayasasına ve federal güce bağlılığı ve hukuki birliğidir. Putin bu bağlamda “ülkenin, Rusya’nın bütününün yönetimi için, eylem yeteneği olan fe­deral bir merkez” istiyor. Sonunda Putin, Rus devletinin, ülkenin ekonomik ve sosyal güçlerini etkili biçimde koordine etme, çıkarlarını garanti etme, toplumsal gelişmenin en yük­sek hedefleri ve karşılıklarını koyma ve bunlara ulaşmak için gerekli koşulları ve mekanizmaları yaratma zorunluluğundan söz ediyor.
Putin özellikle tüm totaliter yönetim biçimlerin­den, diktatörlerden, otoriter sistemlerden ayrılıyor ve şöyle söylüyor: “Rusya’da güçlü bir devlet gücü -bu demokratik bir hukuk devletidir, eylem yeteneği olan bir federatif devlettir. 1993 anayasasının değiştirilmesi beklenmiyor. Bu geciktirilemez ve acil bir görev değildir, çünkü zaten çağdaş, iyi bir anaya­samız var. Hatta uluslararası deneyimler, insanların özgürlükleri ve hakları için, demokrasi için esas tehlikelerin, bütün olarak yürütme gücünden kaynaklandığını göstermiştir.”
Reklam
“Bizde devlet, onun kurumlan ve yapıları ülkenin, halkın yaşamında daima olağanüstü bir rol oynamıştır. Güçlü bir devlet ‘Rusyalılar’ içindir, Putin burada Ruslar değil, özellik­le ‘Rusyalılar’ demekle, yalnızca etnik Rusları değil, Rus Devleti’nin tüm halkını bu kavrama dahil etmek istemiştir, ‘anormal değil, aksine daha çok bir düzen kaynağı ve garan­tisi, tüm değişikliklerin öncüsü ve itici gücü.
Mihail Gorbaçov 26 Nisan 1990’da “SSCB ve Federasyon”un yönetim birimleri arasındaki yetkilerin sınırlandırıl­ması 1l hakkında bir kanun çıkardı. Bu kanunla şimdiye kadarki “özerk cumhuriyetler” “birliğin cumhuriyeti”ne dönüş­tü. Yeltsin bunun üzerine SSFC (RSFSR) 14 Haziran 1990 da egemen ilan edince , Çeçenler ve İnguşlar 27 Kasım 1990’da bu ör­neği izlediler ve bir milyonun biraz üzerindeki nüfuslu (bun­lardan %30’undan fazlası Rus) küçük cumhuriyetlerini aynı biçimde “resmen bağımsız” ilan ettiler.
"Her ülke kendi yenileşme yolunu bulmalıdır"
Putin açıkça “Rus düşüncesine”ne inandığını söylüyor, fa­kat böyle bir şeyi “devlet ideolojisi” olarak kararlaştırmayı reddediyor. Aksine daha çok, özgürlük sözcüğünün, seyahat özgürlüğünün yeni değerleriyle, “RusyalIların”, vatanseverli­ ğin, süper gücün, güçlü devletin, sosyal dayanışmanın ve ko­lektif yaşam biçimlerinin bireyselliğe olan üstünlüğünün; ge­ leneksel değerleri olan köklü politik hak ve özgürlüklerle uyumunu sağlamak istiyor. O, “Rusya da dahil olmak üze­re her ülke kendi yenileşme yolunu bulmalıdır. Ayrıca biz onu şimdilik henüz çok ileriye götüremedik,” diyor.
Kolektivizmi bireyselliğin üzerinde gören, “mutluluk pa­rada değildir” deyimiyle alçakgönüllülük sergileyen ve vurgulayan Putin, Rusya’nın ahlaki üstünlüğünden söz etti­ğinde, insanların duyumsadıkları şey, kendi çizgilerinin dile getirilmesiydi.
23 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.